Mavi 'Almancılar'

 

Böyle bir Almancı yazısı yazacağım ordan burdan...

Çok berbat bulduğum bir kavram Almancı.. Rahmetli Cem Karaca'nın da bir şarkısı var, Almancılar diye, yazıyı okurken arka planda dinleyebilirsiniz. (dinlemek için tıklayın)

Almanya'da sürgünde yaşarken edindiği izlenimlerin özeti; kavramın tam açıklaması. Aslında Cem Karaca 'bizim' gibi 3.gözdür, yani Almanya'da doğup büyüyen ve/veya bebe yaşta gelip yetişenlerden değil. Türkiye'den bir şekilde sonradan Almanya'ya gelmişlerden.

Türkiye'den Almanya'ya gelip uzun yıllar burada yaşayanların, Almanya'ya ve Türkiye'ye bakışı farklıdır, çünkü bu dışardan içeriye bir bakıştır, her anlamda... Bu cümlemin açıklamaya ihtiyacı var ama yapmayacağım yer yok ,-).

Almancı bir üzerine konuşmadır, bir yukardan tepeden bakıştır, nefret sonucu oluşan bir aşağılamadır. Ve, Türkiyedeki kitle bu kavramı böyle kullanır, memuru bürokratı da böyle kullanır, yüzüne söylemese da sana davranışının psişesinde (-kafasında- diye anla geç ;-) 'Almancı' vardır. Ancak Almanya'da yaşayan kendisine Almancı denen kitle de buna ses çıkarmaz, hatta biz Almancıyız der... Sanır ki, Almanya'da yaşayanlara böyle deniyor... Türkçesine hakim değildir çünkü (Almancası zaten yerle yeksan)...

Benim çok umurumda değil açıkçası, ben kavramın fonetiğine, yapısına gıcığım, yanlış bir kavramdır, bunun türetilme mantığına karşıyım...Her neyse bu kavramı aklımızın kenarında tutalım, gelelim 'Mavi Almancılar'a...

Kim bunlar?

Bu kitle Mavi Kart denilen bir muamma karta sahip insanlardan oluşur. 1995 yılına dayanıyor bu kartın tarihi... Kartla ilgili ayrıntılı hikayeyi okumak isteyen buyursun okusun: http://www.ytb.gov.tr/index.php/tr/mavikart-tarihce Burada gerçekten bir hikaye anlatılır, çünkü bu muamma kartın gerçekliği muammadır, çözümsüzdür, Allah kimseyi muhtaç etmesin bu karta, helak olur...

Şimdi şu yukarıdaki linkteki Başkanlık (bakanlık değil) sayfasında bir cümle var 'Nerede bir vatandaşımız, soydaşımız varsa, biz oradayız' diye... süslü bir cümle çok şık...

Şimdi elinizde bu Mavi Kart'la (MK) telefon kartı almaya gidin, hazır kart, hangi şebeke olduğu önemli değil... İlk başta sizi güler yüzle karşılayan satış elemanı elinizdeki MK'ı görünce size öyle bir bakar ki, kendinizi yapayalnız hissedersiniz, değil YTB.gov.tr, ... evrende kimse yoktur yanınızda... bir yalnızlık ki, 'nedir bu?' diye sorulan soruya verdiğiniz yanıtların (almanya, türk vatandaşı, izinle vatandaşlıktan çıkma bilmem kaç sayılı kanun, bıdı bıdı...) uzayın kara deliğine akmasıyla iyice derinleşir, sinirler gerginleşir, 'başka kimlik var mıydı?' sorusuyla Alman pasaportu çıkarılır ve bir 'turist işlemi' yaptırılır...

*****

İkametgah alınacaktır, yine aynı yalnızlık kuyusuna düşersiniz... bakarlar memurlar yine 'bu ne' diye... MK bu... Mavi Kart… kimlik… bak numara var üstünde... kayıtlı değilsiniz ama... yani... e olmaz bu… Tanıdık bulunur yapılır birşeyler, alınır ikametgah...

********

Bankada hesap açılacak... Gidersin bankaya memur yine 'bu nedir' der... Kartı gören insanoğlu 'bu ne' diyor... yani kart o kadar uzaylı bir kağıt... Elma dersem çık armut dersem çıkma... Kimlik dersin anlatırsın arar orayı burayı, zaten inamadığı için elindeki kağıda, o tonda karşıdakiyle konuşur, karşıdaki de anlamaz inanmaz mevzuya, 'hayır' der... telefon kapanır 'açamıyoruz' der memur suratına bakmadan... zaten bu banka memurlarının pek çoğu, (hepsi değil, çok şeker olanları da var) meymenetsizliği, müşteri hizmetlerinin olmazsa olmazı sayar...

Neden dersin... açamıyoruz der yine...

Ama bize YTB açılıyor dedi dersin... Kanun var dersin... Bilmem ben der… ipler kopar, 'sen ne bilirsin dersin', o terbiyesiz der sana, sen ona geri zekalısın dersin... ayaga kalkılır karşılıklı ve kaçılır ordan...(TC devletinin vatandaşını düşürdüğü durumdur bu... Kanununu kurumlarına/kuruluşlarına tanıtamaz çünkü... Telefon şirketi (şube değil, genel müdürlük, tanımıyoruz işlem yapmıyoruz der...)

Aranır, bizim için her yerde olan YTB: sağolsun memur, der ki... 'Hanımefendi bankadakilere kanundan söz edin' der...'e ettim kanun dedim, zart dedim zurt dedim, başkanlık dedim' dersin...YTB'li ısrarla 'diyinki şu tarihte resmi gazetede çıkan şu yasa ile... ayrıca şu banka açıyor...' Tşekkür edersin kaparsin telefonu... ve bağırırsın yanındakine 'Yahu senin genelgeyle uygulatamadığın/tanıtamadığın kanunu ben nasıl anlatıcam bankadaki... boşluk arzuya göre doldurulur...'

Çünkü gerçek şudur: Bu kart karşılığı olmayan çek gibidir... 17 senede kartın geldiği nokta hala –ecek acak noktasıdır. Bu yazdıklarım, 17 sene değil ama birkaç senelik birikimin özeti... en can alıcı örnekleri verdim... basit günlük hayata dair... Yok 2012'de değerli kağıt oldu… kanun yeni... kimse bilmiyor... Yok, yurt dışında yaşayan Türkler kütüğü oluşturulacak...

17 yıldır bir tür sahte kimlikle dolaştık demek... Bir kaç sene önce de nüfus müdürlüğündeki üst düzey bir yetkili (normal memur çözemedi sorunu bağlandık yukarılara) 'Niye bu kartı veriyorsunuz bir işe yaramıyor demiştim, o da bana 'Hanımefendi o beni ilgilendirmez, istiyorsunuz veriyoruz, benim sorunum değil' demişti... Bu cevaptan sonraki muhabbetimiz evlere şenlikti...

Bu kart bir masal ürünüdür... üzerindeki numara T.C. kimlik sisteminde yoktur... memur numarayı girer ve sistemde bulamaz, işlem de yapmaz, yapamaz... Banka memuru hesap açmaz çünkü Mali Suçları Araştırma Kurumu, bu kartı TANIMIYORRRR... Devletin kurumları, sivil-resmi bu kartı tanımıyor, gönderilen genelge kimsenin umurunda değil... Gelince Almanya'ya yaptık ettik dedikleri hiçbir şeyi yapmış yaptırmış değiller, söyleyenler... Bilmeyenlere masal anlatması kolay...

Almancıya bakış: 100 TL'lik haraç

Bu da son incisi- icraatı Türkiye'nin. Bundan da söz edeyim biraz Almancılar para çuvalı çünkü... dünyanın hiçbir yerinde olmayan bir uygulama. Domuzdan ne kıl koparırsan kårdır mantığıyla, ya da kaz gibi yolma felsefesiyle bakılan Almancılardan koparılacak paradır. Almancı Türkiye'de biraz ucuz olur diye, eşim dostum ulaşsın bana diye Türkiye'den bir hat alıp telefonuna takacaksa, 100 TL ödemek zorunda... Niye?... Vergisini ödediğim kullandığım telefonuma neden tekrar para ödeyeyim..

Dünyanın hangi ülkesinde var bu... Ne hakla hangi kategoride alınıyor bu para?... Haraç... denir mi buna bilmiyorum... ama harç denemez-vergi denemez, kaldı ki ben telefonumu satmaya götürmüyorum, Türkiye'de yaşamıyorum, vatandaşın da değilim ne hakla ne adına alıyorsun/alacaksın bu parayı...

Avrupa Birliği ülkelerinde yok böyle bir uygulama... Neymiş kaçak telefonun önüne geçilecekmiş... Yıllarca kaçakçılar kaçırmış kaçıracağını, kazıklamış devleti... Şimdi Almancı elinde getirdiği telefona haraç ödeyip kaçakçıların yerine ceza çekecek... Banane sen kaçakçılarını kontrol edemiyorsan... ben mi kaçırdım eşek yüküyle telefonları... Almancıya kimlik vereme, ama parasını zorla almak için kanun çıkar… Bu zorlamadır... 'Kullanmayacaksın Türk hattı kullanacaksan para ödeyeceksin' Dayatmadır bu...

Öncelikle benim ve de herkesin haksız yere parasını yiyenlere zehir zıkkım haram olsun, ayrıca kul hakki yiyen cehennem ateşlerine odun olsun...

Dipnot: Almancılar kendilerine yapılan haksızlıklara göz yumdukça sessiz kaldıkça onlara da müstehak bu uygulamalar... Ayrıca Almanya'dan Türkiye'ye gidip, köyünü kasabasını, şehrini unutup, marstan dünyaya gelmiş gibi hal ve tavırlar sergileyen, yarım yamalak Türkçesine, yarım yamalak Almanca karıştırarak konuşan, gösteriş budalası hakiki Almancılara da müstehak bu uygulamalar... Kendisini Türkiye için önemli sanan, Türkiye'de kendisinin hayrına birşey yapılıyor yapılacak sanan medet umanlara da müstehak...

 

 

 

Hülya Sancak

sancak@almanyabulteni.de