Haklı çıkmak için bu kadar düşmeyin
Dün televizyonun karşısında kanalları gezerken Kanal Avrupa’da yayınlan bir programa rastladım. „Sivil İnisiyatif“ isimli programın konusu „Almanya’da Türkçe dersleri ve bu bağlamda yaşanan sorunlar“ Normal şartlarda izlemeyi pek tercih etmediğim bir program olmasına rağmen, konu Türkçe olduğu ve Türkçe’yi Almanyalı Türklerin geleceği açısından en önemli unsur olarak kabul ettiğim için, programı izlemeye karar veriyorum. Sunucu konuya pek hakim olmadığı için, aklına gelen soruları kendince sormaya çalışıyor. Neyse esas konumuz bu değil…
Bir çoğumuzun bildiği gibi, Almanya’da okullarda verilen Türkçe derslerine katılım sayıları günden güne düşüyor. Programda genelde Almanya çapında, özelde ise Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti’nde Türkçe derslerine kayıt ve katılım sayılarının günden güne düşüyor olması konu ediliyor.
TÜRKÇE DERSLERİNE KATILIM SAYILARI ESSEN’DE SON 4 YILDA YÜZDE 37,1 ORANINDA DÜŞTÜ
Bu noktada okurlarımıza şu hatırlatmayı yapmakta fayda var. Kuzey Ren Vestfalya (NRW) Eyaleti Eğitim Bakanlığı'nın Türkçe derslerine katılım ile ilgili açıkladığı son verilere göre 2018-2022 yılları arasında, Türkçe ve eğitim konusunda kağıt üzerinde çok örgütlü olan Essen şehrinde Türkçe derslerine katılımda yüzde 37,1 oranında düşüş kaydedilmiş. Yine aynı bakanlığın verilerine göre Essen şehrine 20 kilometre mesafede bulunan Duisburg şehrinde ise aynı zaman aralığında Türkçe derslerine katılım yaklaşık yüzde 5,7 oranında artmış.
PANDEMİYE RAĞMEN EYALET ÇAPINDA SADECE DUİSBURG’DA YÜZDE 5,7 ARTIŞ OLDU
Duisburg’un bu tarışma kabul etmez başarısını daha değerli kılan bir nokta daha var. Duisburg şehri pandeminin olumsuz şartlarına rağmen Türkçe derslerine kayıtlarda artış kaydedilen eyaletimizdeki tek şehir. Bu başarının sebeplerini daha önceki yazımda detaylı olarak kaleme almıştım.
Şimdi detaylarda boğulmadan devam edelim.
ALİ SAK: „DUİSBURG’DAKİ BAŞARILI SONUÇ DERSE KATILAN BULGAR ÇOCUKLAR YÜZÜNDEN
Programın sonlarına doğru konu son 4 yıl içinde Essen şehrindeki Türkçe derslerine kayıt sayılarında yüzde 37,1 oranında düşüşe gelince, programın konuklarından Essen’de faal olan Ruhr Veliler Derneği Eş Başkanı ve aynı zamanda Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti Türk Veli Dernekleri Federasyonu (FÖTEV) Eş Başkanı Dr. Ali Sak kendi şehrindeki başarısızlığa (hezimete) bir kılıf bulma gayretiyle söz alıyor ve kendi şehrindeki başarısızlığı özetle şu cümlelerle gerekçelendirmeye çalışıyor: „ ….. 2018 yılından itibaren Duisburg şehrinde Türkçe derslerine katılan Bulgar (!) kökenli öğrencilerin sayısındaki artış sebebiyle son 4 yılın değerlendirildiği istatistiklerde Duisburg şehri başarılı olarak kayıtlara geçmiş durumda….. „
TÜRK SOYDAŞLARIMIZIN BU DERSE KATILMASINDA NE SAKINCA VAR?
Kendi başarısızlıklarını haklı çıkarmak amacıyla bu zavallı ve aciz gerekçelendirmeyi yapan Ali Sak’a haklı olarak ilk tepkiyi programa Hessen Eyaleti’nden katılan öğretmen Yadel Oktay Coşkun şu cümleyle veriyor: „Peki bu kötü bir şey mi? Türk kökenli çocukların bu derse katılmasında ne sakınca var?“ Ne gariptir ki, öğretmen Yadel Oktay Coşkun’un bu haklı tepkisine programın diğer konuklarından Erol Şile, Ali Sak’ı haklı çıkarma gayretiyle bakın nasıl tepki veriyor: „Analizi doğru yapmak gerekiyor. (!)“ Erol Şile bu cümleyle Ali Sak’ın gerekçesinde haklı olduğunu ima ediyor.
ONLAR BULGAR DEĞİL, BİZİM SOYDAŞLARIMIZ
Daha sonra Duisburg Veliler Derneği eski eş başkanı Ali Yağız haklı olarak, Ali Sak’ın ısrarla Türk soydaşlarımızı „Bulgar“ olarak tanımlamasına şu cümlelerle tepki veriyor: „ ….. Ali bey, konuşmanızda 11 defa Bulgaristan vatandaşı olan soydaşlarımızı „Bulgar“ diye dillendirdiniz. Bunlar Bulgar değil, bunlar Türk ve bizim soydaşlarımız. Hangi ülkeden gelirse gelsinler, bu kardeşlerimiz bizim soydaşlarımız. Bulgar vatandaşı diye nitelemek yerine, Bulgar diyerek bölgenizdeki başarısızlığı haklı çıkarmaya çalışmanız beni üzdü. …..“ Programın tamamını izlemek isteyenler tıklayarak izleyebilir
BAŞARISIZ OLANLARA BAŞARILI OLMA REÇETESİ
Yukarıdaki açıklamalardan sonra özellikle başarısızlığı Kuzey Ren Vestfalya (NRW) Eyaleti Eğitim Bakanlığı’nın açıkladığı sayılarla da sabit olan Essen şehrindeki Ruhr Veliler Derneği ve eyalet çapında faaliyet gösteren Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti Türk Veli Dernekleri Federasyonu (FÖTEV NRW)‘nin eş başkanı Dr. Ali Sak ve onun şahsında diğer yetkililerine öneri ve tesbitlerimizi maddeler halinde şu şekilde özetleyebiliriz.
1) Sosyal medya, gazete ve çeşitli medya kuruluşlarının da abartılı destekleriyle çok başarılı olarak lanse ettiğiniz dernekleriniz başarısız olmuştur. Essen’de son dört yılda Türkçe derslerine kayıtlarda yüzde 37,1 oranında düşüş kayıtlara geçmiştir.
2) Essen’e komşu olan ve sosyal statüsü benzer olan Duisburg gibi şehirlerdeki başarılı sonuçları sorgulayarak başkalarının başarılarına gölge düşürmek amacıyla gerekçe aramak yerine, öncelikli olarak kendi kentinizdeki bu hezimeti düzeltmek için çalışmalar yapınız.
3) Kendi kentinizde başarılı olmak istiyorsanız, gurur ve kibiri bir kenara bırakarak, size 20 kilometre mesafede bu başarıyı yakalayan dernek yöneticilerinden görüş alabilirsiniz. Onların hiç bir kıskançlık göstermeden size yardımcı olacaklarından emin olabilirsiniz. (Tecrübeyle sabit).
4) Bu alanda çalışırken paydaşlardan hiç kimseyi küçük görüp onlara yukarıdan bakmayınız. Çalışmalarınızı yaparken eğitim ve Türkçe konularına odaklanarak toplumun tamamını kapsayan bir çalışma anlayışını benimseyiniz.
5) Sizi her eleştiren düşmanınız olmak zorunda değil. Yapılan eleştirileri kimin yaptığına değil, eleştiride nelerin söylendiğine odaklanınız. Böylece konuları daha nesnel değerlendirebilirsiniz.
6) Türk ve Alman devlet yetkilileri ile yan yana fotoğraf veriyor olmanız, sizin her yaptığınızın doğru olduğu anlamına gelmez. Bu resimleri akreditasyon malzemesi olarak kullanmaktan vazgeçiniz.
7) Eğitim ve Türkçe alanında çalışmalar yapan sivil toplum kuruluşlarının yönetim kademelerinde yer alacaklar, bu alanda uzman kişilerden oluşmalı. Aksi halde Essen örneğindeki gibi kötü ve üzücü sonuçlar kaçınılmaz olur. Benden söylemesi.
HAKLI ÇIKMAK İÇİN SEVİYEYİ BU KADAR DÜŞÜRMEYİN
8) En önemli maddeyi en sona bıraktım. Duisburg’daki Türkçe derslerine kayıtların son 4 yıl içerisinde yüzde 5,7 oranındaki artmış olması gerçekliğini değersizleştirme gayretinizi kabul etmesem de, bu zavallı çırpınışınızı anlayabilirim.
Ancak bu seviyesizliği yaparken Bulgar vatandaşı olan Türk kardeşlerimizi „Bulgar“ olarak niteleme seviyesizliğiniz, bana bir zamanlar Bulgaristan’daki soydaşlarımızın sadece isimlerini değil, aynı zamanda ölen yakınlarının mezar taşlarındaki isimlerini bile Bulgar isimleriyle değiştirme alçaklığına kadar düşen ve onlara ısrarla „siz Türk değil, Bulgarsınız“ diyen Bulgaristan eski Başbakanı Todor Schiwkow’u hatırlattı.
Böyle seviyesiz bir yola sapmak yerine, „Biz başaramadık. Başarmak için bize yardım edecek yok mu?“ diye samimi olmayı tercih etme asaletini gösteren ve gösterecek olanlara selam olsun.