Değişim ve Süreklilik

 

Almanya’da yaşayan göçmenler olarak, pek çok değişime tanıklık ettik. Sürekli akan hayatın, doğum ve ölüm dışındaki bir mutlak gerçeği de değişim. Herbirimizin kişisel hayat hikayeleri, düşüncelerimiz, duygularımız, tavır ve alışkanlıklarımıza çoğu zaman farkına bile varmadan yansıyan değişiklikleri içerir.

Sosyal bir varlık olan insan, kendisini tanımlayabilmesi için bir ötekine ihtiyaç duyar. Dolayısıyla ferdi değişim sürecimizde her zaman karşılıklı bir iletişim ve etkileme vardır. Bireyler için geçerli bu durum elbette toplumsal kimlikler için de geçerlidir. Değişim, hayatımızda devamlılık içeren ender gerçeklerden birisidir. Almanyalı Türk göçmenler olarak 70’li veya 80´li yıllardakinden çok farklı bir noktadayız. Yaşadığımız değişimi bardağın dolu ya da boş tarafına bakarak farklı biçimlerde yorumlamak mümkün.

Göç sürecinde yaşadığımız iyi yönlü değişimlerden biri hiç şüphesiz yaşadığımız ülkede hayat verdiğimiz çok sesli Türk medyasının giderek kök salmaya başlaması oldu. Uzun yıllar, iki üç gün geçikmeli olarak gelen birkaç gazete ve Türkiye’nin sesi radyosu ile Alman programlarında çıkan kısa süreli Türklere dönük programla yetinmek zorunda kalan Türk göçmenler, bugün onlarca gazete,dergi ve yüzlerce tv, radyo kanalıyla hem Türkiye, hem Almanya hem de Almanya’daki Türklerin gündemini yakından takip edebiliyor. Klasik basılı ve görsel medyanın yanında yeni nesillerle internet yayıncılığı da yeni yerleşen ve gelecek vaadeden bir alan olarak ortaya çıkmaya başladı.

Dostum Arif Şentürk ve çalışma arkadaşlarınca hayata geçirilen 'Almanya Bülteni' Almanya’da yaşayan Türklerin bu ülkedeki gündemine ışık tutarak, farklı fikir, ses ve gelişmelerin yer bulacağı geniş bir platform olmaya aday. Yaşadığız toplumsal ve teknolojik değişimin bir ürünü olan 'Almanya Bülteni', iletişim alanında yeni bir sayfa açıyor. Bize düşen, Almanya’daki Türk insanının hizmetine alışılmışın dışına çıkarak böylesi bir medyayı kazandıran Arif Şentürk ve arkadaşlarını altına imza attıkları bu önemli iş için teşekkür etmek. Bir başka teşekkürün ise yıllardır büyük çabalarla bizi bizden haberdar eden tüm medya kuruluşlarına ve çalışanlarına da sunulması gerekiyor.

Sizlerle bundan böyle her iki haftada bir bu sitede yayınlanacak yazılarımla buluşacağım. Belki bilmek isteyenler olabilir düşüncesiyle ilk yazı için kendimi kısaca tanıtmayı uygun gördüm. 42 yaşında bir ikinci kuşak göçmen olarak 33 senedir Almanya´da yaşıyorum. Ekonomi alanında gördüğüm yüksek öğrenim doğrultusunda Türkiye Araştırmalar Merkezi´nde (TAM) ekonomik uyum ve girişimcilik üzerine çalışmalar yapıyorum. TAM´daki görevim ve 25 yıldan beri farklı kurumlardaki fahri çalışmalarım sayesinde göç ve uyum süreçlerini yakından takip ediyorum.

Bu köşede, siz sevgili okuyucularla, kendi biyografimin bir parçası olan değişim, tecrübe ve birikimi temel alarak kendi düşüncelerimi ve görüşlerimi paylaşacağım. Yeni yılın hepimize sağlık, huzur, barış ve mutluluk getirmesini dilerim. Bir dahaki yazıda tekrar buluşmak dileğiyle.

 

Yunus Ulusoy