Yayalar her trafik kazasında mutlaka haklı sayılmıyor
Almanya’da yayaların karıştığı trafik kazaları hakkında halk arasındaki yaygın kanı, genelde motorlu aracı kullanan tarafın sorumlu sayılacağı yönündedir. Bu görüşün bu denli yaygın olmasının temelinde ise, trafiğe çıkan araçların, motorlu taşıt seyrüseferinin genel olarak kullanıma bağlı risklerden etkilenmeye açık olduğunu varsayan hukuki yaklaşımda yatmaktadır.
Alman hukuk dilinde “Betriebsgefahr” olarak karşılığını bulan hukuki yaklaşım, bir otomobil çalıştırıldığı andan itibaren “işletme riski” ya da “operasyonel tehlike” şeklinde ifade edilen ihtimalin ortaya çıktığını varsayar. Bu da yaşanan trafik kazasında herhangi bir suçu olmasa bile kazaya karışan otomobil sürücülerinin genellikle daha davanın en başında müşterek sorumluluğun yüzde 25’inden ya da diğer bir deyişle dörtte birinden suçlu sayılmasını beraberinde getirir.
Buna bağlı olarak trafik davalarında, kazaya karışan taraflardan biri otomobil sürücüsü iken, eğer diğer taraf teknik anlamda daha zayıf kabul edilen bir yaya ise, kazadaki suç yükünün kimden yana ağır bastığı genellikle dikkate alınmaz. Bu da trafik kazasına karışan otomobil sürücülerinin sıklıkla kazanın meydana gelmesinde “pay sahibi” ya da “ana sorumlu” taraf olarak ceza almasına yol açar.
Öte yandan genellikle sürücü aleyhine işleyen yaya iştirakli trafik kazalarına bakan mahkeme heyetinin durumu nasıl değerlendirdiği, davanın sonucunu baştan ayağa etkileyip uzmanları dahi şaşırtan kararlar alınmasına yol açabiliyor.
İşte bu kapsamda sayılabilecek farklı kararlardan biri de son olarak Koblenz Yüksek Eyalet Mahkemesi’nin “12 U 401/20” dosya numarasıyla gördüğü davanın gerekçeli kararında ortaya çıktı. Alman Avukatlar Birliği’nin (DAV) Trafik Hukuku Çalışma Grubu da bir yayanın “trafikteki ağır ihlaline bağlı olarak yüzde yüz kusurlu” sayıldığı, otomobil sürücüsünün ise “müşterek sorumlu” sayılmadığı dava dosyası üzerinde yaptığı incelemenin ardından detaylı açıklamada bulundu.
“SAĞINA SOLUNA BAKMAK KAZAYI ÖNLEYEBİLİRDİ”
Dava dosyasına göre bahsi geçen davaya konu olan trafik kazası şöyle gelişti: “Kazaya karışan kadın yaya “koyu renkli kıyafet” giymiş halde federal karayolu üzerinde bulunan kaldırımda yürüdüğü sırada bir anda karşıya geçmeye karar verdi. Yayanın önüne katmış olduğu alışveriş arabasıyla yolun karşı tarafına geçmeye çalıştığı, ancak öncesinde trafiğin akışını kontrol etmediği ve bu sırada kaza mahalline yaklaşmakta olan bir otomobilin kadına çarptı.”
Kazaya önce bölge mahkemesi baktı ve mahkeme heyeti “operasyonel risk” ilkesini dikkate alarak kazaya karışan sürücüyü dörtte bir oranında müşterek kusurlu buldu. Ancak sürücü bu sonucu kabul etmeyerek temyize gitti.
Temyiz davasına bakan Koblenz Yüksek Eyalet Mahkemesi ise sürücüyü tüm sorumluktan azade sayarak, kadın yayanın trafikteki tutumunda ağır ihlal bulunduğuna karar verdi. Davaya bakan yargıçlar, federal karayolunda karşıdan karşıya geçerken bilhassa dikkatli olunması gerektiğine işaret ederek, yayanın sağına soluna bakması halinde yaklaşmakta olan aracı da “kolaylıkla” fark etmiş olacağına hükmetti.
Haber: Ertuğrul Özgün – (Almanya Bülteni) – Koblenz