Sanal dolandırıcılık vakalarında bankalar hangi durumlarda sorumlu?

Sanal dolandırıcılık vakalarında bankalar hangi durumlarda sorumlu?

Günümüzde internet bankacılığı neredeyse herkes tarafından tercih edilen bir yöntem. Sanal dolandırıcılar da insanların paralarını çalmak için olmadık yollara başvuruyorlar. Muhtemel sanal dolandırıcılık mağduru kişiler hangi durumlarda zararlarını hesaplarının bulunduğu bankalardan talep edebilirler? Bu konuda geçtiğimiz günlerde verilen iki farklı mahkeme kararı tüketicilerin umutlanmasına vesile oldu. Konuyla ilgili olarak n-tv.de isimli haber sitesinde yayınlanan haberi okurlarımız için derledik

DOLANDIRILAN MÜŞTERİ İLK OLARAK NE YAPMALI?

Sahte e-posta ve web siteleri aracılığıyla kullanıcı verilerinin çalınması, phishing (e-dolandırıcılık), çevrimiçi bankacılıkta yeni bir şey değil, fakat dolandırıcılar her geçen gün daha profesyonel hale geliyorlar. Amatör grafikler ve yanlış Almanca kelimelerin kullanımının artık daha az görülüyor olması, tüketicilerin kurban olma riskini artırıyor. Çünkü dolandırıcılar hesap bilgilerinizi ele geçirdiklerinde, hesabı tamamen boşaltıyorlar. Böyle bir durumda merak edilen konu, oluşan maddi hasarın kimin tarafından karşılanacağıdır. Birçok banka böyle bir durumda müşterinin tazminat talebini, e-dolandırıcılığa karşı gerekli önlemleri (iki faktörlü kimlik doğrulama) aldıkları gerekçesiyle reddediyor. Bu önlemlere rağmen bu konuda dolandırıcılar yine de hesabı ele geçirme ve para çalmada başarılı olabiliyor. Böyle durumlarda tüketicinin kendi hasarını mümkün olan en düşük düzeyde tutmak için gayret göstermesi gerekiyor. Bunun ilk adımı ise hesabı kapatarak polise suç duyurusunda bulunmak.

MÜŞTERİNİN AĞIR İHMAL YAPTIĞI İSBAT EDİLMESİ GEREKİYOR

Böyle bir durumda tüketiciler için durum hiç de kötü değildir. Yasal düzenlemeye (Paragraf 675v Absatz 3 BGB) göre yetkisiz ödemelerde müşteriler sadece kasıtlı ve ağır ihmal etmeleri halinde kusurlu ve sorumlu sayılırlar. Bu tür ödemelerde müşterinin hafif ihmali durumunda bankalar dolandırıcılıktan oluşacak maliyeti karşılaması gerekmektedir. Ancak, birçok banka müşterilerini başlangıçta zararlarla baş başa bırakma yolunu seçmektedir. Bu durum müşteri konunun takipçisi olduğunda, uzman bir avukat tuttuğunda sıklıkla değişmektedir. Böyle bir durumda bankanın müşterinin kasıtlı ve ağır ihmal yaptığını isbat etmesi istendiği ve bunun da genellikle pek mümkün olmadığı için, mahkemeler bu tür davalarda genelde tüketici lehine karar verebiliyor.

İKİ FARKLI DAVA DA MÜŞTERİLERİN LEHİNE SONUÇLANDI

Zweibrücken Eyalet İdari Mahkemesi’nde görülen davada (Az.: 2 O 130/22) müşterinin ağır ihmali olup olmadığına karar vermenin, olayda aslında belirleyici olmadığı belirledi. Bankanın sistemi ciddi güvenlik açıkları olduğundan dolandırıcılar, müşterinin çevrimiçi olarak transfer limitini arttırmayı başardılar. Mahkeme bu konuda müşterinin kusurlu olmadığına ve zararın banka tarafından karşılanmasına hükmetti.
Apple Pay gibi akıllı telefon ödeme sistemleri aracılığıyla saldırmak gibi oluşan yeni yaklaşımın bir örneği Köln Eyalet İdari Mahkemesi’nde görüldü. Dolandırıcılar banka çalışanı gibi müşteriyi arayarak, telefonu için Apple ödeme sistemini açmaya ikna eederek kendileri için alışveriş yaparak bunu kötüye kullandı. Bu davada da Köln Eyalet İdarı Mahkemesi müşterinin yeni bir ödeme sistemi etkinleştirdiğinin farkında olmadığı için bankanın zararı karşılaması gerektiğine karar verdi.

BANKANIN GEREKÇELERİ HEMEN KABUL EDİLMEMELİ

Bu örnekler sonucunda dolandırıcılık saldırıları sonucu para kaybeden banka müşterilerinin hızlıca zararlarını kabul etmemeleri gerektiğini gösteriyor. Çoğunlukla, bu hasarlardan banka sorumlu olabiliyor. Doğru işlemlerle müşteri için zararın önemli ölçüde azaltılması mümkün olabiliyor.

Haber: Işıl Büşra Turan – (Almanya Bülteni) – Münih
Foto: (AA)

Aklınızda Bulunsun