Para para para

Galatasaray Şampiyonlar liginde 'yarı final' kapısından döndü. Dönerken de Real Madrid gibi bir devi oldukça zorladı. Burada başta Fatih Terim olmak üzere tüm emeği geçenleri kutlamak gerek. Artık 'elendik ama ezilmedik' demeyelim diye gelecek sezon Fatih Terim Galatasaray‘da Futbol adına tam yetkili olsun. Elensek de tüm dünya bizden söz etti. Galatasaray bu başarıyı tecrübeli oyuncuları ile elde etti. Takımın genel yaş ortalaması 28.5. Takımda banko oynayan en yaşlı ve tecrübeli oyuncusu kariyeri tartışılmaz 35 yaşındaki Didier Drogba. En genç oyuncusu ise alt yapıdan yetisen şu anda piyasa değeri 6 Milyon Avro civarı olan 22 yaşındaki Semih Kaya. Diğerlerinin ortalama yaşı 27-28 civarında Kadrosunda bulunan oyunculara ödenen transfer bedeli bu sezon için 52 Miyon Avro civarında. Birde küçük bir kıyas yapalım. İstikrar ve kurumsallaşmayı anlama adına.

Borussia Dortmund gerçeği

Nuri Şahin ve İlkay Gündoğan‘lı Borussia Dortmund‘da Şampiyonlar Ligi'nde yarı finale çıktı. Yarı finalin ilk maçında da Mesut Özil‘li Real Madrid‘i 4-0 yendi. Takımın başında Jürgen Klopp var. Futbolculuğunu pek kimse hatırlamaz. Ama Teknik adam olarak Mainz 05'den sonra burada da harikalar yaratıyor. Takımın yaş ortalaması 24.7. Diğerleri ise ağrlıklı olarak 22-24 yaşlarında. Banko oynayan en yaşlı oyuncusu 33 yaşındaki takım kaptanı Sebastian Kehl. En genç oyuncu ise 30 maç görev yapan 20 yaşındaki Moritz Leitner ile 28 maçta görev alan yine 20 yaşındaki Mario Götze. Bu sezon transfere harcadıkları para 59 milyon Avro civarında. Onun da 17 milyonunu şu anda piyasa değeri 30 milyon Avro civarında olan ve bu sezon 28 maç,12 gol,11 asistle oynayan 23 yaşındaki Marco Reuss‘u alırken Mönchengladbach'a ödediler.

Veeee Mario Götze

Borussia Dortmund altyapısından yetisen Mario Götze sezon sonu itibarı ile 37 Milyon Avro transfer bedeli ile Bayern Münih'e satıldı. 20 yaşında olmasına rağmen orta saha oyuncusu Mario Götze bu zamana kadar 83 Bundesliga maçında görev almış ve 22 gol 33 asist yapmış. Bizim ligimizde böyle bir örneği var mı bilemiyorum. Artık Türkiyemiz‘deki hala eski kafa teknik adamların dedikleri gibi'çok genç,pişmesi gerek o stresi kaldıramaz vs...gibi çağ dışı anlayışı yok Bundesliga teknik adamlarında.

Türkiye Süperligi

Kulüplerimizin başındakilerin tamamı işadamı. Kendi şirketlerini 'ehl ellere emanet'ederlerken takım yönetiminde paylaşımcı olamayıp 'tek yetkili yani patron' olarak kendilerini görüyorlar. Bir Süper Lig külübü başkanımızın İstanbul‘daki 'Boğaz manzaralı bürosunda bana dediği gibi 'Transfer teknik adama bırakılmayacak kadar ciddi bir iştir' Bana göre başkanları 'para harcama'ya özendiren, başta medya,tarftar baskısı,kendine güvensizlik ve belki de bilinç altında meşhur olma duygusu' oluyor. Sonra da gaza gelip plansız programsız olarak kısa zamanda başarı adına 'harcama'nın tetikleyicisi oluyor. Ve takımlarını borç batağına itiyorlar. Malum 4 büyüklerin dışındaki diğer takımlarımızın da durumları ortada bir kaçı hariç...

Gelecek yazımda Bayern Münih,Fenerbahçe ve Trabzonspor kıyası olacak.


Bayram Aybastı
aybasti@almanyabulteni.de