İnsan olmak

 

İnsanlar doğarlar,büyürler ve ölürler. Oysa her canlı gibi insanın da bir yaşama geliş sebebi vardır. Kimi insanlar doğarken kimileri de zaten yaşarken ölmüşlerdir ama farkında değillerdir. Pek çok insan yaşadığı süre içinde fizyolojilk gelişmesini tamamlar ama ruhsal gelişimini sağlayamadan hayata veda eder. Bu bir süreçtir. Ruhsal gelişim öyle kolay bir şey değil, bir bilimdir. Bunu ancak araştıran, okuyan bu işlerlerle ilgili uzamlarla konuşan kişiler bilir. Ama ne yazık ki, toplumuzda bu bilimle uğraşanlara ve tedavi olmak için uzmanlara gidenlere 'deli ' damgası vurulmuştur yada vurulmaktadır. Keşke her akıllı bu bilimle uğraşanlar kadar akıllı olsa. Ömür denilen bu kısa zaman diliminde insanın nasıl yaşadığı, insanlık adına vatan millet adına neler yaptığı çok önemlidir. Hayatım boyunca asalak, yalaka bencil kişileri sevmemişimdir onlardan fersah fersah kaçmışımdır. Bazen de bu tıp insanlar ile muhatap olmak zorunda kalmışımdır. Ama artık o bencil insanların benimle bir arada olma şanşları yok. Çünkü onlar ile arama kocam bir duvar çektim(!)

Peki kendini tanıyamayan kişi yaşadığını başkasına zarar verdiğini nasıl anlayacak? Neyin doğru neyin yanlış olduğunu nereden bilecek? Onun için de doğumdan ölümüne kadar olan dönem bir öğrenme sürecidir, eğitim sürecidir. Bu süreçte öğrenme adına aile faktörü, çevre faktörü okul ve kişinin aldığı her türlü eğitim çok önemlidir. Tabii ki kaynaklar ne kadar sağlam olursa, kişi de o denli sağlam ve kişiliği oturmuş insanlığa faydalı bir birey olarak hayatını sürdürür. Ama burada önemli olan kişinin kendini iyi tanımasıdır. Aynada kendine bakıp ben kimim? Benim yaptığım yanlışlar ve doğrular nelerdir? Ne işe yaradım gelecekte ne olumlu işler yaparım? Kendimi daha nasıl yenileyebilirim? Bilgi ve birikim olarak nerelerdeyim? Benim zayıf yanlarım nelerdir? Benim güçlü yanlarım nelerdir? Bu süreçte kişi şöyle düşünmeli 'kendimi iyi tanırsam başkasını dah güzel tanıma imkanına sahip olurum'
Peki biz kendimizi ne kadar tanıyoruz?15-20 saniye düşünün lütfen? ….

İşte bunlar bireyin kendini tanıma adına 'Yaradanın ona emamet ettiği ruhunu, bedenini, yaşama gayesini bununla özdeşleşen iç dünyasını iyi tahlil etmelidir' bence. Aksi halde sonu hüsran olur. Olanlarıda zaten toplum içinde çokça görmekteyiz. Serseri mayın gibi ortalıklarda dolaşmaktalar. Kişilikleri ve kimlikleri bozulmuş bir halde. Saplantılarla dolu bir yaşam sürerek. Maneviyattan çok maddi şeylerle uğraşarak. Lüzumsuz şeylerin peşinden koşarak. Düşkünleri, sadece ama sadece gücü yettiklerine zulüm ederek. (Burada zarar gören hanımlar ve çocuklar çoğunlukla) Ne yazık ki, bir çok dengesiz, özsaygı eksiklikleri olanlar 'kendilerine iç dünyalarında duymadıkları saygıyı ve beğeniyi başkalarından görmek isterler isterler ve hatta göremedikleri zamanda onları yargılayıp beğenmezler' bu zavallılar.

Artık ben 2014 yılında 'insanlığa saygısı olmayan hiç kimseye saygı gösterip onların onurlandırmak istemiyorum. 'Ki uzun yıllardır da uzak durmaya çalışmaktayım. Biliyorum ve onun için de çok mutluyum ki, etrafımda dost bildiklerim değil DOSTLARIM VAR… Bunu geçen aylarda yaşadığım bir olayda birkez daha anladım. Yeni yılınız dostlarınızla daha güzel olsun, sağlıklı uzun yıllar dilerim.
 

Bayram Aybastı