Image
Film Gibi 10

1962 yılında Almanya'ya çalışmak üzere gelen Yılmaz Yaşlı, o yıllardan günümüze kadar yaşadıklarını Almanya Bülteni okurları için kronolojik olarak kaleme aldı. Almanya Treni'nden anıları okurken o yılları yaşayanların aslında nasıl büyük bir başarıya imza attıklarının da şahidi olacaksınız... Artık söz birinci kuşağın...

'FİLM GİBİ'(1962 - 2013)
'Ne güzel demiş şair.
35 yaş ömrün yarısı.
Ya 50 yıl gurbette geçti ise.

Demem başınıza darısı.'

2. oğlum da Eylül 1969 yılında Düsseldorf'ta dünyaya gelince 4 kişilik bir aile bireyine sahibim. Bir odalı evde yaşamamıza rağmen, çok mutlu bir aileyiz. Ailemi ve çocuklarımı da alıp maçlarımıza gidiyoruz. Adeta hafta sonlarının bitmesini hiç istemiyorum. İş yorgunluğu hissetmiyorum diyebilirim. Ailem ve çocuklarım ile yaşanan günlerinin tadı bambaşka. Vatanımıza yaptığımız izinleri, 2. oğlum doğana kadar uçakta giderek yaptım. 1970 yazında ilk kez eşim ve çocuklarımla izine gittim (Abimin arabası ile).
Birinci kuşak dostlarımız çok iyi bilirler, önce izin hazırlığı başlar, alış-veriş listeleri hazırlanır (tabikii her kişiye ayrı ayrı) ve arabanın yol hazırlığı, bakımının ihmal edilmemesi.
Cuma geceleri yeya Cumartesi çok erken saatlerde ekseriyetle yola çıkılır. Ben de hep böyle yola çıktım. Hafta sonu tatilinden yararlanmak açısından.
Türkiye'ye araba ile gidişlerde yaşananlar, her gurbetçi için aynıdır diyebilirim. Bazen yalnız, bazen bir iki arkadaş ile.

Memlekete ve sevdiklerine yaklaştıran her kilometre yorgunluğunu unutturuyor. Bu yolculuklarda ne Almanya ne de Avusturya'da bir problem yaşamadım. Yalnız bunu Yugoslavya ve Bulgaristan için maalesef söyleyemem. Şuna eminim, benim gibi düşünüyorlar, o gurbet yolculuklarını yapan herkes.

Image
Bilmiyoruz acep ne etsek

Gereksiz ceza kesmeler. Benzini eksik vermeler. Dinar ve Leva almayıp Mark istemeler (Bu işlem yalnız bize). Yolda arıza yapan araç sahiplerinden de akıl almaz para istemeler. Bunlar yetmiyormuş gibi gece istirahat için ayrılan park yerlerinde dipçiklerle uyandırılarak yola devam etmemiz için zorlamalar. Milyonlarca gurbetci izine gidişinde bunları hep yaşadı....
Kapıkule'de vatanımıza ayak bastığında ben ağlamadım diyenimiz yoktur. Bunu her yıl yaşayan bizler bu anımızı anlatırken iftihar ediyoruz.

Yaşanan bu zorlu yolculuktan sonra sevdiklerimize kavuşmamız, her iki taraftan dakikalarca süren sevinç gözyaşları. Düşünüyorum da gurbete çıktık, ağlattık, ağladık. İzine geldik ağlattık, ağladık. Her izin dönüş yolu artık daha da uzamakta. Gurbeti anlat deseler...Gözyaşı, hüzün ve hasret derim. İşimi, sevdiğim kadar sporu ve fotoğraf film (o zamanlar süper 8 Kamera ile) çekmeyi de severim.

Bugün 48 ve 44 yaşlarında olan oğullarımın, doğumlarından evvel çektiğim fotoğraf ve filmleri seyretmenin mutluluğunu yaşıyorum...


Yılmaz Yaşlı
NOT:Yazılanlar mümkün olduğunca orijinaline sadık kalınarak yayınlanmıştır.