-
Aa
+
 17/07/2014
 

Dedikodu yerine iş yapın!!

arif-senturk-nester

 

Almanya'daki Türk Toplumu, yazma yerine genelde konuşmayı tercih eder. Hal böyle olunca, bir süre sonra konuşulanlardan akıllarda hiç bir şey kalmaz. Anlatılanlar da genelde bir süre sonra, konuşulmuş anlık düşünceler olarak yazılmayan tarihin soyut sayfalarında yerlerini alırlar. Yazma yerine konuşma refleksi gelişmiş toplumlarda ise, bir süre sonra 'dedikodu', kaçınılmaz bir sonuç olarak karşımıza çıkar.

Bu kısa açıklamadan sonra gelelim asıl konuya. Geçen hafta, bu yıl Antalya'da dokuzuncusu yapılan ' Türk Alman Gazeteciler Buluşması' na katıldık. Toplantının amacı, Alman ve Türk Medyası'nın seçkin temsilcilerini ortak bir platformda buluşturmak ve böylece aralarında yeni ifadeyle, iyi bir 'network' kurmak. Almanya Bülteni açısından çok verimli geçen bir toplantının ardından Almanya'ya döndük. Dönüşümüzle birlikte, hakkımızda dillendirilen bazı dedikodular kulağımıza kadar geldi. Dedikoduların özeti şu : ' Niçin böyle önemli bir toplantıya Almanya'daki Türk Basını´ndan sadece Almanya Bülteni Gazetesi davet ediliyor? '

BU SORUYU KENDİNİZE SORUN

Aslında soruyu dedikodu yapma amacıyla soran ve kendilerini bandrollü(!) gazeteci olarak tarif edenlere bu soruyu iade etmek lazım. Evet şimdi biz soralım : ' Niçin kurumsal olarak Almanya'daki Türk Medyası'ndan sadece biz davet ediliyoruz? ' Katıldığımız toplantıda neler söylediklerimizden ziyade, oraya davet edilmemizden rahatsız olanlar, öncelikle sordukları soruları iyi bir analiz ederlerse, kendilerinin de niçin davet edilmediklerinin ceavabını bulacaklardır. Belki bunu yapabilselerdi, bu kadar dedikodu zahmetine katlanmalarına gerek bile kalmayacaktı.

ANLAYABİLENE BİR AVANSTIR

Yazımızın başında Almanya'daki Türk Toplumu'nun yazmaktan daha fazla konuşmayı tercih ettiğini belirttik. Biz başkalarında eleştirdiklerimizi yapmayalım ve yazılı olarak tarihe bir not düşelim. Bu yazı bu sebeple kaleme alındı.

Yaptıklarımız bu dedikoducu 'yobaz' taifeyi rahatsız ettiğine göre, dedikodu dışında bir şeyler yaptığımız ortada. Yani onlar gibi sadece konuşmuyor, bir şeyler de üretiyoruz.
Ne diyelim şimdi ? Yerimizde saymayıp üretmek de bizim onlardan farkımız galiba. İşte bizi bu yüzden eleştiriyorlar. Keşke bizimle ilgili dedikodu üretenleri de hakkımızda yaptıkları dedikodulardan dolayı değil de, başka bir sebeple eleştirebilseydik. Şayet onlar bir gün yaptıkları işlerden dolayı eleştirilecek bir seviyeyi yakalayabilirlerse, işte o zaman bütün meseleyi anlamış olacaklar ve bu sayede kendilerini de bitiren dedikodu illetinden kurtulmuş olacaklardır. Eğer bu illetten kurtulmak gibi bir niyetleri varsa, dedikoduyu bırakıp kendi işlerini severek ve gereken özeni göstererek yapsınlar. Biz öyle yaptığımız için onların davet edilmedikleri toplantılara çağrılıyoruz. Bu tavsiye de anlayabilene bir avanstır.

Güle güle harcasınlar..


Arif Şentürk
senturk(at)almanyabulteni.de

 

GÜNÜN SÖZÜ : Bildiğinin alimi, bilmediğinin cahili olduğunu anlayanlar her zaman kazanırlar.

 

GÜNÜN SORUSU : Bandrollü gazeteci ne demektir? Almanya'daki hangi Türk gazeteciler bandrollüdürler ?