Aile TV kanalı olmak

Bunu daha evvel de gördük. Sahneye dindarlık, muhafazakarlık, ilkeler ve ihlas iddiasıyla çıkan bir çok televizyon kanalı zamanla para uğruna bilakis bu değerlere ihanet ediyor. Para tatlı geliyor. İlkelerin önüne geçiyor.

Lafı uzatmadan mevzuya girelim. Kanal Avrupa haklı olarak Avrupa Türkleri’nin ilk özel kanalı olmakla gurur duyuyor. Teslim edelim ki, Avrupa Türkleri’ne yönelik yedi yıldır aralıksız yayın yapması başlı başına bir başarıdır. Her ne kadar yayın politikası yedi yılda yeterince gelişmemiş, hala her amatör sanatçının müzik programı yaptığı, mahalle dedikodusunu aşmayan haber programlarının olduğu bir kanal görünümü olsa da, Kanal Avrupa hem sahibinin, hem de Avrupa Türkleri’nin haklı gururu olabilir.

Bir TV kanalını ayakta tutmak, zor şartlarda medya cehennemi içinde yer almak başlı başına bir başarıdır. Bir  şartla. Ortaya çıktığın ve kendinle ilgili iddia ettiğin değerler ile çelişmeyeceksin! Avrupa Türkleri kendilerine özgü bir TV kanalı ihtiyacı hissediyorlarsa, bu Türkiye merkezli TV kanallarının Avrupa Türkleri’ni kumara teşvik eden yayınları, onları 'gurbetçi' diye ötekileştirmeleri ve incitmeleri, bizleri ve bizlerin dertlerini yeterli ölçüde konu etmemeleriyle alakalıdır. Avrupa Türkleri, Türkiye merkezli TV yayınlarından tiksiniyorsa, bu yeme ve içme, oynama ve eğlenme, dedikodu progranlarımın çokluğu, aile ve toplum değerlerlerimizi yok eden diziler, seviyesizce ve bilgisizce yapılan tartışma programları sayesindedir.

Avrupa Türkleri Almanya'da alışık olduğu medya ilkelerini Türk medyasında da görmek istemektedir. Alman TV kanallarında gördüğü belgeseller kalitesinde Türk medyasında da belgeseller izlemek istemektedir. Alman TV kanallarında izlediği seviyeli, bilgi düzeyi yüksek, muhteva olarak doyurucu tartışma programları seyretmek istemektedir. Maalesef Avrupa Türkleri olarak bunları Türk medyasında bulamıyoruz. Ailemiz ile TV başına oturduğumuz zaman adeta utanıyoruz. Dedikodu, yalan, iftira, ihanet, zina dizilerin baş konusu. Ölçüsüz tartışmalar, ölçüsüz şiddet ve ölçüsüz cinsellik 'muhazakar' veya 'laik', 'yerel' veya 'ulusal' medyamızın baş özelliği. Bu durum insanımızı ve aile yapımızı bozuyor. İddia ediyorum. Ortalama günde dört saat bu yayınları izleyen Türk insanı akl-ı selim düşünemez, dünyaya sağlıklı bir şekilde bakamaz, sağlıklı bir aile hayatı yaşayamaz, dünya ve memleket meselelerine hakim olamaz.

Hal böyle olunca, insan 'kendine hitap etme iddiasıyla' ortaya çıkan TV kanalından, yani Kanal Avrupa'dan, iddia edilen ilkelerin yansımasını bekliyor. Oysa görünen köy kılavuz istemiyor. Kanal Avrupa da bir taraftan Avrupalı Türkler’e ve değelerine uygun yayın yaptığını iddia ediyor ve İstanbul merkezli medyaya alternatif olduğunu söylüyor, bir taraftan da 'program yapan sahte hocalara' ekranı açıyor. Kanal Avrupa da bir taraftan muhafazakar değerlere vurgu yapıyor, diğer taraftan 'cinsellik artırıcı kahveler ve ilaçlar' reklamını seyrettirmeye zorluyor. Maşallah bu reklamlar da 'maraton' bir şekilde uzunca veriliyor. 

Kanal Avrupa'ya tavsiyem. Ortaya çıktığınız yayın ilkelerini unutmayın. Ekranı kötü Türkçe konuşan insanlara kapatın. Her önüne gelen insana müzik programı yaptırmayın. Haber programı iddiasında olup 'fikir' dışında her yanlışın konuşulduğu programlara son verin. Eğitim, öğretim, bilgi içeren programlar yapın. Reklam ve para uğruna, Türk insanının aile değerlerini hiçe sayan ürünlerin reklamını yapmayın.

Yoksa alternatifi olduğunu iddia ettiğiniz Türkiye medyası ile farkınız kalmaz.  

Hasan TEKİN 
Kanal Avrupa reklamlarından bir kesit (Yayın tarihi: 26.03.2013) 
https://pbs.twimg.com/media/BFv7Bd1CcAEtaLO.jpg:large