-
Aa
+
 04/01/2018
 

Hessen Eyaleti’ndeki İslam Din Dersleri analizi

Dr. Hüseyin Kurt Hessen Eyaleti‘ndeki okullarda DİTİB´in sorumluluğunda okutulan inanca dayalı İslam Din Dersi ile ilgili aktuel gelișmelerin analizini okurlarımız için kaleme aldı.

Giriș

Kamuoyunun malumu olduğu gibi Hessen Eyaleti Eğitim Bakanı 5 Aralık 2017 tarihinde yaptığı basın toplantısında[1] 2013 yılından bu yana Ditib Hessen Eyalet Birliği´nin sorumluluğunda okutulmakta olan Federal Almanya Anayasasının 7.3. maddesine uygun inanca dayalı İslam din dersi ile ilgili hazırlattırılan üç bilirkiși raporunun sonuçlarını tanıttı. Bakan aynı basın toplantısında bilirkiși raporlarında 2013 yılından bu güne kadar Ditib Hessen Eyalet Birliği´nin sorumluluğunda okutulmakta olan İslam din dersine (içeriğine) ve bu dersi okutmakta olan öğretmenlere  DItib Merkez veya Türkiye Cumhuriyet´inin Almanya´daki Diplomatik Temsilciliklerine Almanya Anayasal Hukukuna aykırı herhangi bir müdahele tesbit edilemediğini açıkladı.

Basın toplantısında bu gerçege rağmen, hazırlattırılan bilirkiși raporlarının, Hessen Eyalet Birligi´nin Ditib Merkeze olan tüzüksel bağlılığı nedeniyle, Türkiye Cumhuriyeti´ne Hükümetinin TC Diyanet İșleri Bașkanlığı ve Ditib Merkez talimat zinciri üzerinden, okutulmakta olan İslam din dersini ve bu dersi okutan öğretmenleri  Almanya anayasal hukukuna aykırı șekilde etkileme riski olduğu dile getirildi. Bakan, Türkiye Almanya arasında, son dönemlerde yașanan sorunlar ve Ditib Hessen Eyalet Birliği´nin yapmıș olduğu Almanyanın anayasal hukuku ve devletin dini cemaatlere karșı tarafsızlığı ilkesine aykırı tüzük değișikliği nedenleriyle bugüne kadar olduğu gibi bundan sonrada Ditib Hessen Eyalet Birliği´nin sorumluluğunda okutulmakta olan İslam din dersine, içeriğine ve bu dersi okutmakta olan öğretmenlere  DItib Merkez veya Türkiye Cumhuriyet´inin Almanya´daki Diplomatik Temsilciliklerinin Almanya anayasal hukukuna aykırı herhangi bir müdahele etmiyeceği garantisi/teminatı vermediğini belirterek, Ditib Hessen Eyalet Birliğine Almanya  Anayasal sistemine bağımsız bir kurum olduğunu ispat etmesi ve bu bağımsızlığını tüzüğünede yansıtması gerektiğini söyleyerek Ditib Hessen Eyalet Birliğine bir yıl süre verilmesi siyasi kararının verildiğini söyledi.

Hessen Eğitim Bakanlığının aldığı siyasi kararın üzerinde bir aya yakın bir zaman geçmesine rağmen hala karar ile ne Ditib Merkez´in nede Ditib Hessen Eyalet Birliği´nin herhangi bir açıklama yapmaması onların bu kararı okumakta zorluk çektiğini ve bu karara karșı pozisyon belli etmekte zorlandıklarını göstermektedir. Kaleme alınan bu yazının amacı Hessen Eyaleti Eğitim Bakanlığının almıș olduğu bu kararı doğru okunmasına ve verilen bir yıllık süreyi iyi kullanılmasına katkıda bulunmaktır. Yazıda, Ditib Hessen Eyalet Birliğine Hessen Eyaleti Hükümeti tarafından nasıl dini cemaat statüsü verildiği ve bu statünün verdiği Federal Almanya Anayasının 7.3. maddesine göre devletin yani Heseen Eyaleti Hükümetinin Hessen Eyaleti Hükümeti´nin partneri olarak nasıl inanca dayalı İslam Din Dersini okutma hakkı verildiği ve bu hakkı daimi olarak kullanmasında devletin hangi konuya hassasiyetle parmak bastığı kısaca irdelenecek. Daha sonra Hessen Eyaleti Eğitim Bakanlığının neden Ditib Hessen Eyalet Birligi ile ilgili ikinci defa bilirkiși raporları hazırlatma ihtiyacı duyduğu konusu analiz edilecek,  Ditib Merkez ve Ditib Hessen Eyalet Birliği´nin Hessen Eğitim Bakanının verdiği bir yıllık süre içinde neler yapması gerektiği konusuna değinilecek ve öneriler yapılacaktır.

Ditib Hessen Eyalet Birliğinin Dini Cemaat Olma Süreci

Bilindiği gibi Ditib Merkez, yıllar süren bir fikri tartıșma süreci sonunda Almanya´nın Eyalet sistemiyle yönetilmesi ve dini ve eğitim konularının genelde Eyaletlerin hükümranlık alanında olmasını dikkate alarak 2008-2009 yıllarında  Ditib´in Almanya´da dini cemaat olmasının ve buna bağlı olarak İslam din dersi gibi kurumsal hakları elde etme sürecinin önünün açılması konusunda önemli bir karar alınmıș ve 2009 yılı itibariyle peyderpey Ditib Eyalet Birlikleti kurulmaya bașlanmıștır.
Alınan bu karar çerçevesinde Ditib Hessen Eyalet Birliği 2009 ilkbaharında Ditib Merkez tarafından hazırlanan bir tüzük taslağıyla kurulmuș ve Fuat Kurt bașkanlığındaki yönetim kurulu hızli bir șekilde çalıșmalarına bașlamıștır. Aynı yıl Bașkan Fuat Kurt´un arzusu ve Ditib Hessen Eyalet Birliği Yönetim Kurulunun halen yürürlükte olan kararıyla șahsıma Ditib Hessen Eyalet Birliği danıșmanlık görevi tevdi edilmiștir.

Çalıșmalara bașlandığında Ditib Hessen Eyalet Birliği´nin eline Ditib ve Diyanet İsleri Bașkanlığı arasındaki herhangi șeffaf, karșılıklı yazılı bir anlașma yada mukaveleye dayanmayan Almanya Anayasal Hukuku açısından sorunlu görülen ilișkiye rağmen, Ditib Hessen Eyalet Birliği tüzüğünü dini cemaat olarak kabul edilecek șekle getirmek ve buna bağlı olarak  Almanya Anayasasının 7.3. maddesine uygun İslam Din Dersi okutulması için gerekli alt kurul ve onların ișleyiși için hukuki metinleri hazırlamak gibi, bizlerden önce bașka hiç bir sünni kurulușun hiç bir eyalette bașaramadığı tarihi ve önemli sorunu çözme görev ve fırsatı geçti.

Çalıșmalarımızda Hessen Eyaleti Uyum-Adalet ve Eğitim Bakanlıklarından muhataplarımız Almanya Din Devlet Hukukunun dayandığı anayasanın amir hükümlerine göre[2] Almanya´nın devletin dini cemaat ve dünya görüșlerine karșı tarafsızlığı yani sekulerlik prensibini dikkate alınmasının önemi ve zaruretini konusundaki hassasiyeti devamlı surette dile getirdiler. Almanya anayasal sistemi Alman devleti dini temel esasların içeriğinin tesbitini tarafsız sekuler olan devlete vermeyip bunu dini cemaatin kendisinin bağımsız olarak tesbit etmesini benimsemiștir. Bu nedenle Almanya veya Almanya harici bașka bir devlet Almanya´da faaliyet gösteren dini bir cemaatin dini temel esaslarını tesbit edemez, onun iç ișleyișine müdahele edemez. Almanya´da dini cemaatin iç ișleyișine doğrudan müdahele ve ilgili dini cemaatin dini temel esaslarını devlet kendisi belirlerse bu anayasayı ihlal olur. Aynı müdahele ve belirleme Almanya´da, Almanya dıșı bașka devlet veya ona bağlı bir kuruluș tarafından olursa, bu  Anayasanın Alman devletine vermedigi bir hakkı bașka bir devlet kullanması yada Alman Devleti kendi sahip olmadığı bir hükümranlık hakkını yabancı bir devlete vermek olur. O zaman bu durum kesinlikle federal anayasaya aykırı ve Almanya´nın hükümranlığını ihlali olarak kabul edilmektedir. Dolayısıyla temel esasları bașka bir bir devlet tarafından tesbit edilen din dersi Almanya anayasasına aykırıdır.

Ditib Merkez tarafından hazırlanan ve 2009 baharında kurucu genel kurul toplantısı tarafından kabul edilen ilk tüzük, Ditib Hessen Eyalet Birliği´nin kayıtlı olduğu Frankfurt idari mahkemesi, tüzüğe göre danıșma kurulu görevini yürüten Ditib Merkez  Yönetim Kurulu ve onun Bașkanı ve Hessen Eğitim Bakanlığı ile koordineli ve disiplinli bir çalıșma yürütülerek, Hessen Eyaleti Hükümeti ve Eğitim Bakanlığı tarafında dini cemaat olarak kabul edilecek șekle getirilmiștir. Tüzükteki Ditib Merkez Yönetim Kurulu üyelerinden olușan danıșma kurulunun yetki ve görevleri Almanya anayasal hukukunun cemaatlere karșı tarafsızlık yani sekularizm ilkesini zedelemeyecek șekilde düzenlenmiștir. Ditib Hessen Eyalet Birliği kendi sorumluluğunda okutulacak İslam din dersi denetleyecek alt kuruluș içinde tüzükte yeni bir düzenleme yapılmıș ve bu yetkiyi kullanacak ve üyeleri Ditib personeli ve diplomatik vasfi olmayan kișilerden olușan İslam din dersi komisyonu olușturulmuștur. Tüzükte yapılan bu yöndeki gerekli değisiklik Ditib merkez Bașkan ve Bașkan yardımcısının onayı ile yazılı bir belge olarak Hessen Eğitim Bakanlığına sunulmuștur. Bu yöndeki çalıșmalar 2012 yılının sonlarına doğru, bakanlığın Ditib Hessen Eyalet Birliği ile sosyolojik ve hukuki bilirkiși raporları hazırlatması sürecide tamamlanarak, bașarıyla sonuçlandırılmıș akabinde Ditib Hessen Eyalet Birliği Hessen Eyaleti Hükümeti tarafından dini cemaat olarak kabul edilerek kendisine Federal Almanya Anayasasının 7.3. maddesine uygun Islam din dersi okutabilmesi için sorumluluk verilmiș ve  2013-2014 ders yılı itibariyle okullarda İslam din dersi okutulmaya bașlanmıștır.

O dönem Hessen Eyaleti Eğitim Bakanı olan Nicola Beer, konuyla ilgili Ditib Hessen Eyalet Birliği Bașkanlığına hitaben kaleme aldığı resmi yazısında, Almanya anayasal sisteminin din ve devlet ayrımı, devletin dini cemaatlere karșı tarafsızlık ilkesine prensibine atıfta bulunarak, sadece Ditib Hessen Eyalet Birliği´nin Hessen Eyalet Hükümeti ve onun eğitim bakanlığı tarafından aynı göz hizasında muhatabı olduğu gerçeğinin altını önemle cizmiș ve DItib Hessen Eyalet Birliği´nin, Ditib Merkez üzerinden Diyanet İșleri Bașkanlığ ile var olan ilișkilerinin okutulacak olan inanca dayalı İslam din dersini denetimini Almanya anayasal sisteminin din ve devlet, yani sekularizm prensibine aykırı bir gelișmeye mahal verilmemesi konusunda uyarmıștır. Bakan yapılacak tüzük ve İslam din dersi yönergesinde yapılacak muhtemel değișikliklerin bakanlıkla koordineli, Almanya´nın anayasal hukukunu zedelemeyecek șekilde, yapılması gerektiği, aksi takdirde Hessen Eyaleti Hükümati adına eğitim bakanlığının söz konusu ortaklığa son vemek zorunda kalacağı açık ve net bir dille ifade edilmiștir.

Hessen Eğitim Bakanlığının Ditib Hessen Eyalet Birliği ile ilgili ikinci bilirkiși raporu hazırlatma sürecine geliși

2015 yılında Ditib Merkezin´de içinde olduğu bir takım çevrelerin etik olmayan müdahele ve yönlendirmeleri sonucu  Alman ve Türk medyasınada konu olan oldukca sancılı, tartıșmalı ve türbulanslı bir sürecin sonunda gerçekleșen gergin genel kurul toplantısında Fuat Kurt bașkanlığındaki Ditib Hessen Eyalet Birliği yönetimi, görevi yeni bir yönetime devretmek zorunda kaldı.

Son iki yılı așkın süredir yașanan ve zaman zaman medyada haber konusu da olan Ditib Hessen Eyalet Birliği ile ilgili gelișmeler, yeni yönetimin Almanya anayasal sistemini din ve devlet ayrımı, yani sekularizm prensibini yeterince anlamadığını veya en azından gerekli hassasiyeti göstermediğini ortaya koymaktadır. Fuat Kurt bașkanlığı döneminin tersine, Ditib Merkez personeli olan Ditib Hessen Eyalet Birliği koordinatörünün İslam din dersi komisyonu toplantılarına katılması yön vermeye çalıșması, ilk dönem İslam din dersi komisyonu üyelerinin tümünün makul bir gerekçe gösterilmeden görevden alınarak onların yeni görevlendirmeler yapılması kafalarda soru ișareti olușturmuștur. Ditib Merkez yönetimi veya Ditib merkezinin  Eyalet Birlikleri ve İslam din dersi ile ilgili gelișmeleri takip eden, danıșmanlık hizmeti veren birimlerininde aynı konuda gerekli hassasiyeti göstermediği, Ditib Merkez personelinin Hessen Eğitim Bakanlığı ile yapılan İslam din dersi toplantılarına katılarak, Ditib Hessen Eyalet Birliğini, bakanlı temsilcilerini rahatsız edecek onların tahammül sınırlarını zorlayacak derecede vesayet aldıkları alınan duyumlar arasındadır.

Kamuoyunun bilgisine sununulan bilirkiși raporlarındanda anlașıldığı gibi Ditib Hessen Eyalet Birliği tüzüğünün, Ditib Merkez yönetim kurulunun danıșma kurulu sıfatıyla, arzu ve onayıyla Hessen Eyaleti Eğitim Bakanlığı ile koordine etmeden bakanlığın onayını almadan Almanya anayasal sisteminin devletin dine ve o dinleri temsil eden cemaatlere karșı tarafsızlık ilkesi  ile uyușmayacak derecede denetleme kuruluna yetki ve müdahele hakkı veren bir tüzük değișikliğine gidilmiștir.
Türkiye Almanya arasindaki ilișkilerin geçtiğimiz yıldan bu yana giderek gerginleșmesi, 15 Temmuz FETÖ darbe girișiminden sonraki süreçte Almanya´nın Ditib din görevlilerini casuslukla suçlaması, 2017 Cumhurbașkanlığı Sistemi Anayasa Değișikliği Referandumu propaganda döneminde Almanya´nin Türk siyasilere konușma hakkı vermemesi, iki ülke siyasilerinin biribirlerini suçlayıcı beyanları,  Türkiye´nin aralarında Ditib´de olmak üzere STK´lar üzerinden Almanya´nın iç ișlerine karıșmakla suçlanması,  her iki ülke medyasının sorumlu, gergin ortamı yatıștırıcı yayın yerine, daha çok kıșkırtıcı ve nefret söylemi içeren provokatif yayınlarla gerginliği dahada artırması, medyanın İslamı ve Müslümanları sadece dünya barıșı için değil, Almanya iç barıșı içinde ciddi tehlike olarak göstermesi, Alman resmi makamlarını Müslümanlarla ilgili konularda daha temkinli,  güvenlikçi politikalar geliștirme sonuç ve sürecini ortaya çıkarmıștır.

Almanya´da yașayan bilhassa Türk kökenli Müslümanlar için son derece zor olan bu süreçten Müslüman çatı örgütler arasında en fazla Ditib etkilenmiștir. Ditib bu krizi yeterince profesyonel yönetemediği, Almanya anayasal sisteminin devletin dine ve o dinleri temsil eden cemaatlere karșı tarafsızlık ilkesine yeterince riayet edemediğı için, kurulduğu 1980´li yıllardan bu yana elde ettiği kazanımları birbir kaybetme sürecine girmiștir. Kurumsal din hürriyeti alanında Eyalet Hükümetlerinin birinci derece muhatabı olan Ditib Eyalet Birlikleri birbiri ardına Eyaletler Hükümetleri tarafından muhatap kabul edilmemeye bașlanmıștır. Müslümanların kurumsal haklarını alma sürecinde üç dönemdir Almanya İslam Konferansında en muteber Müslüman çatı örgüt olarak kabul gören, Federal Almanya´nın „Subsidiaritätsprinzip – yerindelik prensibi“ çerçevesinde çok sayıda sosyal, radikalizmi önleme amaçlı gençlik çalıșmaları, mültecilerin topluma uyum gibi alanlardaki çok sayıda projede tașıyıcılık yada ortaklık yapan Ditib birbiri ardına bu projelerden çıkarılmaya bașlanmıștır. Ditib´in Almanya anayasal hukukunun din devlet ayrımına, yani sekularizm prensiplerine riayet etmesi gerekliliği bu kriz döneminde daha sık gündeme gelmiș, Ditib merkez teșkilatının hukuki yapısının reform edilmesi yönündeki baskı ve telkinler dahada artmıș, ancak bugüne kadar Alman resmi makamlarını ve ALman kamuoyunu tatmin edecek, gözle görülür bir ilerleme kaydedilememiștir.

Bu gelișmeler tabiki Hessen Eyaletinide etkilemis, Ditib Hessen Eyalet Birliği sorumluluğunda okutulan İnanca dayalı İslam din dersinde Almanya anayasal hukukunun devletin dine ve dini cemaatlere karșı tarafsızlık ilkesine aykırı, Türkiye kaynaklı bir müdahelenin olup olmadığı sorusu ortaya atılmıș, buna Hessen Eyalet Hükümet´inin kesinlikle müsade etmemesi yönünde yoğun kamuoyu baskısı olușmuștur. Bu baskıya dayanamayan Hessen Eyaleti Eğitim Bakanlığı 2017 yılının ilk aylarında Ditib Hessen Eyalet Birliği hakkında sosyolojik ve hukuki, Türkiye konusunda uzman bir araștırmacıye ise Diyanet İșleri Bașkanlığı hakkında bilirkiși  raporları hazırlattırma yönünde bir karar almıștır[3].

Sonuç ve öneriler

Giriș bölümünde belirtildiği gibi, bilirkiși raporları Türkiye´nin Ditib Hessen Eyalet Birliği kontrolünde okutulan İslam din dersine Almanya anayasal hukukunun din devlet ayrımına yani sekularizm prensibine aykırı herhangi bir müdahelesi tesbit edilememiștir.

Fuat Kurt döneminden sonra ișbașına gelen yönetim, muhtemelen Ditib merkezin de talimatıyla,  Almanya anayasal hukukunun din devlet ayrımına yani sekularizm prensibine aykırı tüzük değișikliği yapmıștır. Hukuki bilirkiși raporu yapılan tüzük değișikliği nedeniyle Türkiye hükümeti kendi talimat zinciri üzerinden, Diyanet İșleri Bașkanlığı, Ditib merkez yönetim kurulu  (Ditib Hessen Eyalet Birliği Denetleme Kurulu´nun olușturması nedeniyle) aracılığıyla İslam din dersi komisyonuna talimat verme imkanı olmasının Almanya anayasal hukukunun din devlet ayrımına, yani sekularizm prensibine aykırı olduğunu tesbit etmekte ve bu talimat zincirinin kırılması gerektiği tezini savunmaktadır.

Buraya kadar yapılan izahat ve tesbitler doğrultusunda  Ditib merkez´in  1980´li yıllardan bu yana elde ettiği kazanımları birbir kaybetme sürecine, „zararın neresinden dönülürse, kär oradadır“ șiariyla, dur denmesine ve Hessen özelinde Ditib Hessen Eyalet Birliği nin elde ettiği Almanya´da ilk ve tek Müslüman sünni teșkilat olarak dini cemaat olma statüsünün, bu statünün verdiği okullarda inanca dayalı İslam din dersi okutma hakkının korunmasına katkıda bulunmak amacıyla ana bașlıklar halinde așağıdaki öneriler yapılacakatır.

Ditib Merkez´e yönelik öneriler:

1)  900‘den fazla üye derneğe sahip, Almanya´nın en büyük Müslüman çatı teșkilatı olan Ditib sadece kendinin değil, Almanya´da yașayan Müslümanların da geleceğini doğrudan etkileyecek yol ayrımında olduğunun bilincine varmalıdır. 1980-1990´lı yıllardaki gibi Alman resmi makamlarına karșı Müsümanları temsil statüsü olan dini cemaat statüsüne sahip olmayı gerektirmeyen, Almanya anayasal hukukunun din devlet ayrımı ilkelerinin herhangi bir rol oynamadığı bireysel din hürriyeti alanında faaliyet gösteren yapısına basit dernek statüsüne dönmekmi istiyor, yada  2008-2009 yıllarında aldığı kararın ardında durarak ana amacı Alman resmi makamları tarafından Dini cemaat olarak kabul edilerek kurumsal hakları elde etmek olan Ditib Eyalet Birlikleri projesine devam etmekmi istiyor, karar vermek zorundadır.

2)  Birinci șıkkın tercih edilmesi durumunda Ditib saedece Almanya´da Müslümanların kurumsal haklarını almasını engelleyen değil, aynı zamanda onların toplumsal entegrasyonunuda engelleyen kuruluș olarak on yıl geriye dönüșün, toplumsal ve siyasi faturasını ödemek zorunda kalacak ve 80-90´lı yıllardaki kendi içine kapanık, rahat çalıșma ortamınıda bulamıyacaktır. Kısacası Ditib Merkez´in 2008-2009 yıllarında aldığı karardan dönme gibi bir lüksü yoktur, bu nedenle Ditib Eyalet Birlikleri projesine sekteye uğratmadan devam ettirmek, en doğru karar olacaktır.

3)  Ditib Merkez´in önünde ana amacı dini cemaat statüsünü almak ve bu statü üzerinden kurumsal haklari elde etmek için Ditib Eyalet Birlikleri projesini geliștirmekten bașka bir alternatifi olmadığına göre, kendi teșkilat ve hukuki yapısını  Almanya anayasal hukukunun devletin dine ve dini cemaatlere karșı tarafsızlık ilkesine uygun hale getirmelidir.

4)  İlk bakıșta bunun önüne engel gibi görünen Ditib ile Diyanet İșleri Bașkanlığı arasındaki ilișkiyi, Almanya Katolik Kilisesi ile Papalık/Vatikan arasındaki örneğinde olduğu gibi konkordato anlașmaların benzer Almanya anayasal hukukunun devletin dine ve dini cemaatlere karșı tarafsızlık ilkesine uygun bir anlașma yapmalı ve bunu șeffaf bir șekilde kamuyounun bilgisine sunmalıdır.

5)  Ditib Merkez ve Diitb Eyalet Birlikleri kendilerini dıșa yönelikte temsil edecek idari ve uzmanlık gerektiren kadrolarını, bașka çatı örgütlerinden transfer etmek, yada makam mevki sahibi etkin kișilerin yakınlarına verdikleri referanslar yoluyla olușturmak yerine, daha çok kendi derneklerinin saflarından çekirdekten yetișmiș, Almancayı ve Türkçeyi ana dili gibi bilen, alanında uzman, Almanya idari ve hukuki sistemini iyi tanıyan, kendine güvenen her iki ülke arasında köprü vazifesi görecek, gelecek vaat eden elemanlar arasından seçmeli ve onlara güvenmelidir. Frankfurt/Gießen, Osnabrück, Münster, Erlangen ve Tübingen üniversitelerinde amacı İslam din bilimcisi/İslam ilahiyatçısı ve İslam din dersi öğretmeni yetiștirmek olan İslam İlahiyati merkezleri ile olan ilișkilerini geliștirmeli ve oralardan da uzman eleman kazanma yoluna gitmelidir. Elemen kazanımında „adama iș değil, ișe göre adam“ șiarını benimsemelidir.

Ditib Hessen Eyalet Birliğine yönelik öneriler:

1)  Ditib Hessen Eyalet Birliği, Hessen Eyaleti Eğitim Bakanlığı´nın almıș olduğu kararı iyi analiz etmeli ve kendisine verilen süreyi iyi kullanmalıdır. Konuyu „Müslümanlara karșı eșitliği aykırı davranıș“ olarak niteleyip ben yada biz bağımsızız, Türkiye´den bağımsızlığımızı nasıl ispatlayalım demenin, herhangi bir değeri yoktur. Eğer mevcut yönetim Ditib Hessen Eyalet Birliğinin adeta göz göre göre geliyorum diyen bu çıkmazın içine düștüğünün hala farkında değilse,  bu yönetimin yerine konunun vehametinin farkında olacak ve buna karșı tetbir alacak aktif yeni bir yönetim iș bașına getirilmelidir.

2)  Ditib Hessen Eyalet Birliği dini cemaat ve İslam din dersini okutma hakkının verildiği 2012-2013 yıllarında son șekli verilen Almanya anayasal hukukunun din devlet ayrımı, devletin dine ve dini cemaatlere karșı bağımsızlık ilkelerine riayet eden tüzüğü yeniden yürürlüğe koymalıdır.

3)  İslam din dersi komisyonu yönergesinde Almanya anayasal hukukunun din devlet ayrımı ilkelerine aykırı değișiklikler yapıldıysa, bu değișiklikler geriye alınmalı ve İslam din dersini okutma hakkının verildiği 2012-2013 dönemindeki İslam din dersi komisyonu yönergesi tekrar yürürlüğe konulmalıdır.

4)  Fuat Kurt döneminde bașlatılan ve Ditib merkezin´de önem verdiği ve en son din görevlileri tarafından yürütülen Müslüman cemaat kütüğü calıșması bakanlığın talep ettiği șekilde ve verdiği süre zarfında sonuçlandırılmalıdır.

5)  Ditib Hessen Eyalet Birliği yönetimi kendine güvenmeli,  Hessen Eyaleti Hükümeti, bilhassa Eğitim Bakanlığı ile diyalog ve ișbirliği kapısını açık tutmalı ve bakanlığın önüne önümüzdeki bir yıl için „road map – yol haritası“ koymalı ve bunu harfiyyen uygulumalıdır.

6)  Ditib Hessen Eyalet Birliği, 2009 yılında Hessen Uyum ve Adalet bakanı Jörg-Uwe Hahn tarafından kurulan „Runder Tisch Islmiascher Religionsunterricht - İslam din dersi yuvarlak masası“ Sünni kuruluș üyeleri ile Frankfurt ve Gießen Üniversiteleri İslam İlahiyati öğretim üyeleri ile irtibata geçmeli önümüzdeki bir yıllık süreçte onlarında destek ve tavsiyelerini almalıdır.

7)  Ditib Hessen Eyalet Birliği Yönetimi gurur meselesi yapmayıp, Ditib Hessen Eyalet Birliği´nin bașarılı kurucu bașkanı Fuat Kurt ile de istișare etmeli, onunda destek ve tavsiyelerini almalıdır.

 

En önemlisi Ditib merkezde, Ditib Hessen Eyalet Birliği´de konuyu anlamama ve eylemsizlik modunu bırakmalı, konunun önemini kavrayıp bir șeyler yapılması gerektiği bilincine kavușmalı ve gerekli tetbirleri alma iradesini göstermelidir.

Dr. Hüseyin Kurt

 

[1]https://kultusministerium.hessen.de/presse/pressemitteilung/ditib-hessen-als-kooperationspartner-fuer-bekenntnisorientierten-islamisch-0

[2] Fedaral Almanya Anayasası madde 4, madde 7, madde 140

[3]https://kultusministerium.hessen.de/sites/default/files/media/prof._dr._josef_isensee_-_rechtsgutachten_ditib_hessen_fuer_hkm_2017.pdf

https://kultusministerium.hessen.de/sites/default/files/media/dr._guenter_seufert_-_gutachten_diyanet_wegen_ditib_hessen_fuer_hkm_2017.pdf

https://kultusministerium.hessen.de/sites/default/files/media/prof._dr._mathias_rohe_-_islamwissenschaftliches_gutachten_ditib_hessen_fuer_hkm_2017.pdf