Ruhr Kitap Fuarı 2010 başladı

Sonbahar ayları, Almanya’da Kitap Fuarları açısından bir şölen niteliğinde geçer. Dünyanın en büyük kitap fuarını 300.000’e yaklaşan ziyaretçi sayısıyla her yıl Frankfurt kentinde ağırlayan Almanya yerel ve bölgesel kitap fuarlarıyla da ün yapan bir ülke… Türkiye de bu çerçevede hem Frankfurt Kitap Fuarları’nda önemli bir yer tutar, hem de yerel ve bölgesel kitap fuarlarıyla Almanya’daki varlığını tam yarım yüzyıldır milyonlarca insanı ile sürdüren bir ülke olarak önemini giderek artan biçimde hissettirir.
İSTANBUL KÖŞESİŞu günlerde de öyle oluyor… Köln Kitap Fuarı sonuna yaklaşırken Türkiye’den gelen insanları en yoğun biçimde barındıran Ruhr Bölgesi’nin merkezi sayılan ve Köln’e 60 – 70 km. uzaklıktaki Essen kentinde de 'Ruhr Kitap Fuarı', kitapseverleri bir kültür etkinliği olarak altıncı kez bir araya getiriyor. 22 Ekim Cuma günü akşama doğru Ruhr Kitap Fuarı’nın Essen Üniversitesi bünyesindeki 'Cam Pavyon'un cam kapılarından içeri giren yüzlerce Türk ve Alman kitapsever 'İstanbul Köşesi' ile karşılaştılar. Bunun nedeni de Almanya’nın Ruhr Bölgesi ile ülke içinde bir ülke niteliğindeki İstanbul’un 2010 yılının kültür başkentleri olarak belirlenmiş olması idi… İstanbul’u tanıtan birbirinden güzel çok sayıdaki yayını inceleyen kitapseverler Istanbul’a duydukları özlemlerini gidermeye çalışır ve anılarını tazelerken, salonun diğer köşesindeki podyum da çok sayıdaki Türk ve Alman yazarını, şairini kültür insanını bir hafta boyunca ağırlamaya hazırlanıyordu.
Kimler yoktu ki, 31 Ekim’e kadar devam edecek olan Ruhr Kitap Fuarında o podyuma çıkmaları beklenen Almanya’da yaşayan veya Türkiye’den gelecek isimler arasında… Zülfü Livaneli, Mevlut Asar, Kemal Yalçın, Sunay Akın, Mario Levi, Ayşe Kulin, Dehen Altiner, Buket Uzuner, Ertuğrul Özkök, Filiz Ali, Hasan Cemal ve daha niceleri…
FAKİR BAYKURT EDEBİYAT KAHVESİ
Ruhr Kitap Fuarı’nın açılış gecesi ise 'Fakir Baykurt Edebiyat Kahvesi'ne adını veren, yaşamının büyük bir bölümünü ve son yıllarını Almanya’da, Duisburg kentinde geçirmek zorunda kalan, Türkiye Cumhuriyeti’nin aydınlanma döneminin önemli kurumlarından Köy Enstitülerinin yarattığı aydın öğretmen – yazar Baykurt’u anma amacına yönelikti. Gecenin açılış konuşmaları arasında ise Kuzey Ren-Westfalya (KRW) Eyaleti Çalışma, Sosyal İşler ve Uyum Bakanı Guntram Schneider’in yoğun alkışlarla karşılanan konuşması ön plana çıktı. 'KRW eyaletinde izlediğimiz uyum politikamız, hiçbir zaman asimilasyon olmadı, birlik içinde çoğulculuk oldu.' biçiminde konuşan Uyum Bakanı Schneider’e alkışlarıyla destek verenlerin başında ise, bu fuarın onur konuğu çevirmen Cornelius Bischoff vardı.
ALMANLARIN EN TÜRKÜ TÜRKLERİN EN ALMANI
Türk edebiyatını ilk kez Yaşar Kemal’in İnce Memed romanını Almancaya çevirmesiyle Alman okuyuculara tanıtmaya başlayan Cornelius Bischoff Hitler döneminden kaçarak Türkiye’ye 1939 yılında sığınan bir Alman ailesinin 11 yaşındaki oğluydu o tarihte… Türkçeyi, kendisini bağırlarına basan Türk çocuklarından sokakta öğrendiğini söyleyen, bugün ise 82 yaşında olan Cornelius Bischoff başarılı bir çevirinin bir ülkenin edebiyatının başka ülkelerde tanıtılmasında çok önemli olduğunu vurguluyor ve Yaşar Kemal’in romanlarını Almanca’ya çevirmeden önce konunun geçtiği yörelere giderek o yörelerin insanlarını ve dillerini incelediğine işaret ediyor. Yaşar Kemal ise Türkçe – Almanca çevirmenlerin üstadı' Cornelius Bischoff’u 'Almanların en Türkü, Türklerin de en Alman’ı!' olarak tanımlıyor.
LİVANELİ : ' BISCHOFF VEFA BORCUNU FAZLASIYLA ÖDEDİ'
Ruhr Kitap Fuarı’nın ikinci günü Cumartesi aksamı düzenlenen söyleşiye de katilan Cornelius Bischoff’un yanında bu kez ünlü yazar, müzisyen, yönetmen Zülfü Livaneli ile Bochum kentinde yaşayan öğretmen-yazar Kemal Yalçın vardı… Ruhr Kitap Fuarı’nın her geçen yıl bir öncekine göre daha başarılı biçimde devam etmesinde büyük rolü olan Fikret Güneş’in yönettiği bu söyleşide Zülfü Livaneli, Bischoff'un çok titiz bir çevirmen olduğuna işaret etti ve Anadolu örf ve âdetlerini pek çok Türk insanından daha iyi bildiğini belirtti ve bugün Türk edebiyatının Almanya’da okunan ikinci yabancı edebiyat haline gelmesinde büyük katkısı olduğuna işaret etti. Livaneli ayrıca Türk edebiyatının Almanca’ya aktarılmasındaki seçimlerde Türk edebiyatının gelişiminin de dikkate alınmasını istedi ve Yaşar Kemal çevirileriyle ve Almanya’daki Türk toplumuna yakınlığı ile tanınan Cornelius Bischoff’un kendisinin ve ailesinin Hitler rejiminden kaçması sırasında Türkiye Cumhuriyeti`nin kendilerine kucak açması karşısında duyduğu vefa borcunu fazlasıyla ödediğini dile getirdi.
FUAR 31 EKİMDE SONA ERİYOR
Ruhr Kitap Fuarı’nın ikinci gün akşamında düzenlenen bu söyleşiye katılan öğretim üyesi-yazar Kemal Yalçın da çevirmen Cornelius Bischoff’un Türkiye’de geçen yıllarıyla ilgili, bir filme konu olabilecek kadar ilginç bilgiler verdi ve bu kişinin yaşamıyla ilgili hazırlamakta olduğu 'Teşekkürler Türkiye' isimli kitabın gelecek yıl düzenlenecek Frankfurt Kitap Fuarı ile Ruhr Kitap Fuarı’nda tanıtılacağını duyurdu. 2011 yılının Almanya’ya Türk işçi göcünün temelini oluşturan anlaşmanın 50. yıldönümü olması da bu Kitap Fuarları’na özel bir önem kazandırıyor… 6. Ruhr Kitap Fuarı 31 Ekim Pazar akşamı sona erecek…
RUHR 2010 KİTAP FUARI PROGRAMI İÇİN TIKLAYINIZ
RESİMLERLE RUHR 2010 KİTAP FUARI 2010
Haber ve fotoğraflar : Işık Selen