-
Aa
+
 26/04/2011

Bir yılda en iyilerin arasında

Düsseldorf merkezde 11 ay önce açılan La Bora isimli restoran Düsseldorf merkezli Rheinische Post gazetesi tarafından Düsseldorf’un en iyi beş lokantası olarak belirlendi. Akdeniz mutfağı ağırlıklı yemekleri müşterilerine sunan lokantanın sahibi

Deniz Darar ile kısa sürede yakaladıkları bu başarının sırrı hakkında zevkli bir söyleşi yaptık. Restoran işletmeciliği alanında meslek eğitimini sekiz yıl önce tamamlayan 29 yaşındaki Darar başarılarının arkasındaki en önemli sebebin yaptıkları işe yabancı olmamaları ve yaptıkları işi sevmeleri olduğunu vurguluyor.

Niçin La Bora? Bu isim nereden geliyor?

Üç yaşındaki kızımızın ismi Lara dörtbuçuk yaşındaki oğlumuzun ismi ise Bora. Lara’nın La’sı ile Bora’yı birleştirerek bu isim ortaya çıktı. Kelime olarak Akdeniz ikliminin yabancı olmadığı 'denizden esen sert rüzgar' manasına da geliyor. Bu da müşterilerimize sunduğumuz yemeklerin karakterine uygun bir isim olduğu için tercih ettik.

Niçin Türk mutfağı değil de Akdeniz mutfağı?

Almanya’da gastronomiyi kurallarına göre yapan Türk maalesef yok denecek kadar az. İtalyanlar, Yunanlar ve diğer bu işle ilgili olan milletler birbiriyle rekabet yapmak yerine kalite anlayışıyla belirli bir standartın altına inmiyorlar. Biraz önce söylediğim gibi, Türk Toplumu'nun bu konuda bir imaj sorunu var. Ben fert olarak bu imaj sorununu çözemeyeceğim için Türk işletmeciler tarafından tercih edilmeyen bir alana ister istemez kaydık.

Bu imaj sorununu biraz açar mısınız?

Türk restoranlarına gidip baktığınızda müşterilerin büyük bir bölümü Türklerden oluşuyor. Almanya’da daha çok Alman müşteri odaklı çalışılmalıdır. Başka bir ifadeyle bu konuyu açabiliriz. Örneğin bir Türk yemeğini Almanlara İtalyanca bir isimle satmak Türkçe ismiyle satmaktan daha kolay ise, burada ciddi bir imaj sorunu var demektir. Bu imajın ortadan kaldırılması için bu alanda ciddi bir bilinçlendirme faaliyeti gerekiyor bana göre. Bildiğiniz gibi Köln’de Türk restoranların ağırlıklı olduğu bir semt var. Geçenlerde dört arkadaş o bölgede bir restorana gidip tıka basa karnımızı doyurduk. Bunun karşılığı olarak 40 Euro ödedik. Bu rakam çok komik denecek kadar az bir rakam. Bu ücret anlayışı da esnafın birbirlerini amiyane tabirle yok etme anlayışıdır.

LA BORA TANITIM FİLMİ İÇİN TIKLAYINIZ

Bir yıl denecek kadar kısa bir süre içerisinde bu başarıyı neye bağlıyorsunuz?

Rheinische Post gazetesinin gastronomi bölümünde her gün bir restoranın tanıtıldığı Gastro-Tipp isimli bir bölüm var. Bizim haberimiz olmadan bu bölümü hazırlayan kişiler lokantamızda yemek yemişler ve mutfağımızdan memnun kalmışlar. Bunun üzerine Gastro-Tipp bölümünde haberimiz yayınlandı. Yıl sonunda bu bölümde yayınlanmaya hak kazanan restoranlar arasında bir sıralama yapılmış. Bu sıralamanın ardından Düsseldorf’un en iyi beş restoranından birisi olarak seçilen La Bora başta bizim ve çalışanlarımızın gururu oldu.

Bu başarıda mesleğe tesadüfen değil de eğitim almış birisi olarak katılmanızın ne kadar etkisi oldu?

Düsseldorf’un benim çalıştığım yıllardaki tek beş yıldızlı oteli olan Steigenberger Park Otel’de eğitimi tamamladım. Bunun çok etkisi var doğal olarak. Bu çapta bir restoranı sektörden gelmeyen birisinin işletmesi hiç kolay bir iş değil. Ben eğitim almış birisi olarak zaman zaman zorlanıyorum. Başarımızın arkasında aile işletmesi olmamızın da çok önemli bir payı var. Eşim ve ben adeta buraya üçüncü bir çocuğumuz gibi bakıyoruz. Königsalle'ye çok yakın ve toplam 700 metrekare alanı olan ve yaz mevsimlerinde bahçesinde yemek yeme imkanı olan restoranımızda içeride 200 kişi dısarıda ise 150 kişi ağırlayabiliyoruz. Bu çapta bir işletmenin kolay yönetilemeyeceğini de takdir edersiniz.

La Bora’da Akdeniz mutfağının birbirinden güzel yemeklerini tatmak için profesyonel bir ekip tarafından hazırlanan internet sitesinden de faydalanılabilir . http://www.restaurant-labora.de/

RESİMLERLE LA BORA

Söyleşi : Ahmet Başer