-
Aa
+
 09/07/2017

Erdoğan’dan G 20 değerlendirmesi

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Terör örgütü militanları Batı ülkelerini güvenli liman olarak görüyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Geçen yıl 15 Temmuz gecesi ülkemizde kanlı bir darbe teşebbüsünde bulunan terör örgütünün militanları, Batı ülkelerini kendilerine güvenli liman olarak görüyorlar." dedi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Hamburg Messe Konferans Merkezi'nde düzenlenen "G20 Liderler Zirvesi"nin kapanış oturumu öncesinde bir basın toplantısı düzenledi. Geçen bir yılda tüm dünyayı derinden sarsan terör saldırılarına şahitlik ettiklerine işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu sebeple zirvenin en önemli konularından birinin de terörle mücadele olduğunu vurguladı. Erdoğan, özel gündemle terörle mücadelenin müzakere ettiklerini aktararak, Türkiye olarak Antalya Zirvesi'nde ortaya koydukları kararlılık ve mücadele ruhuna dikkat çektiklerini bildirdi. Buna karşılık terör örgütlerinin saldırılarını etkisiz hale getirmede başarılı olunamadığını, hiçbir ülke ve bölgenin bu tehlikeden uzak bulunmadığını kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Küreselleşen terör tehdidiyle mücadelenin, terör örgütleri karşısında ilkeli, tutarlı ve kararlı bir duruş sergilenmesinden geçtiğini de vurguladık. Terör örgütlerine karşı çifte standardı bırakmadan, uluslararası iş birliği ve dayanışmayı sağlamadan bu konuda mesafe katedemeyeceğimizin altını çizdik. Teröre finansman sağlayan hususlarla mücadelede BM, Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü ve Mali Eylem Görev Gücü tarafından yapılan çalışmaları da desteklediğimizi belirttik. Bu çerçevede terörizmle mücadele eylem planına elimizden gelen desteği vereceğiz."

PKK UZANTILARI BURALARDA HARAÇ TOPLUYOR

Bugün Türkiye'nin DEAŞ'ından PKK'sına, FETÖ'sünden PYD'sine, DHKP-C'sine kadar dünyanın en canlı terör örgütleriyle yoğun bir mücadele yürüttüğünü anlatan Erdoğan, değerlendirmelerine şöyle devam etti: "Çoğu zaman ülkemiz kendi vatandaşları yanında tüm dünyanın huzur ve güvenliği için yürüttüğü bu mücadeleyi tek başına sürdürmek zorunda kalıyor. PKK terör örgütü ve uzantıları, birçok Avrupa ülkesinde her yıl on milyonlarca avro haraç toplayabiliyor. Daha da vahimi ülkemizde cinayet işlemiş, terör eyleminde bulunmuş, masum insanların kanını dökmüş şahısların himaye edildiğini, korunup kollandığını ne yazık ki görüyoruz. Bunun en somut, en acı örneğini maalesef ülkemizden kaçan FETÖ'cü teröristler konusunda yaşıyoruz. Geçen yıl 15 Temmuz gecesi ülkemizde kanlı bir darbe teşebbüsünde bulunan ve 250 vatandaşımızı hunharca şehit eden, 2 bin 193 vatandaşımızı da yaralayan terör örgütünün militanları, Batı ülkelerini kendilerine güvenli liman olarak görüyorlar. Bu tablonun, özellikle 15 Temmuz gecesi demokrasiye canı pahasına sahip çıkan milletimizi rahatsız ettiğini, daha da ötesi rencide ettiğini özellikle belirtmek isterim. Buradaki toplantı ve görüşmelerimizde teröristlere cesaret veren bu tavrın yanlışlığına bir kez daha dikkat çektik."

MEŞRU MÜDAFA HAKKIMIZI KULANIRIZ

"Türkiye olarak şu gerçeğin bilinmesini arzu ediyoruz: Sınırlarımızın hemen yanı başında terör örgütlerinin desteklenmesi, silahlandırılması, bölgede terör adacıkları oluşturulmasına kesinlikle sessiz ve tepkisiz kalmayacağız." diyen Erdoğan, Türkiye'nin ülke güvenliğini tehdit eden oluşumlara karşı meşru müdafaa hakkını kullanmakta tereddüt göstermeyeceğini vurguladı. Erdoğan, şöyle devam etti: "Terör örgütlerine verilen silahları topraklarımızda yapılan eylemlerde ele geçiyor olmamız sorunun şimdiden mevcut sınırlarının dışına taşmaya başladığına işaret etmektedir. Dün bölgede dağıtılan ve bugün namlusu bize yöneltilen silahların yarın dünyanın başka yerlerindeki eylemlerde kullanılmayacağının garantisi yoktur. Dilerim bu toplantı terörün dini, dili ve ırkı olmaksızın hepimizi hedef aldığının kabul edilmesi bakımından bir kırılma noktası olur. Yine ümit ederim ki yeni acılar yaşanmadan terörü ve terörizmin finansmanını engellemede başarıya ulaşabiliriz."

AB‘NİN VERDİĞİ SÖZÜ TUTMAMASI MANİDAR

AB'nin Türkiye'deki sığınmacıların yükünü paylaşmak üzere verdiği sözü tutmamasının manidar olduğunu vurgulayan Erdoğan, şunları söyledi: "Ne yazık ki Avrupalı dostlarımız milyonlarca masum insan için ölüm kalım meselesi olan bu konuya kayıtsız kalmayı sürdürmüşlerdir. Biz imkanlarımızı zorlayarak insani görevlerimizi eksiksiz olarak yerine getirmenin gayreti içinde olduk. Sığınmacılar için ülkemizde inşa ettiğimiz kampların dünyada örneği yoktur. Mültecileri gettolara, açık hava hapishanesine dönüştürülen adalara, yokluk ve açlığa mahkum etmedik, etmiyoruz. Bilakis onları insan onuruna yakışır geçici barınma merkezlerinde ve şehirlerimizde misafir ediyoruz. Ülkemizdeki mültecilerin eğitimden sağlık hizmetlerine, dil eğitiminden istihdamına kadar her türlü ihtiyacıyla ilgili çalışmaları yürütüyoruz. Bugüne kadar hükümet kurumları, belediyeler ve sivil toplum kuruluşlarımız aracılığıyla az önce de ifade ettiğim gibi 30 milyar dolara yakın yapmış olduğumuz harcama uluslararası toplumdan ciddi hiçbir destek görmemiştir. Bunun özellikle bilinmesini istiyorum." Erdoğan, Cerablus, Rai, Dabık ve El Bab bölgesinde Özgür Suriye Ordusu ile oluşturulan 2 bin kilometrekarelik bölgeye şu ana kadar 100 binin üzerinde Suriyelinin dönerek yerleştiğini de bildirdi.

ALMANYA HAKKINDA NELER SÖYLEDİ?

Bir gazetecinin Federal Hükümetin, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Almanya'da konuşma yapmasına izin vermemesini hatırlatarak, "Uluslararası hukuk dışı karardan sonra özellikle Almanya'daki 3 milyondan fazla vatandaşınız büyük üzüntü yaşadı. Buna karşın Türkiye'den kaçan PKK, FETÖ, DHKP-C gibi birtakım terör örgütü mensuplarının Almanya'da rahat bir şekilde yaşamaları ve Alman vakıfları tarafından maddi olarak desteklenmelerini nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusu üzerine Erdoğan, şunları söyledi: "Şu anda Almanya'da 3 milyon benim soydaşım var, Türk var. Onlarla Almanya seyahatim vesilesiyle salon toplantısı yapmayı arzu ettim fakat Alman yönetimi, eyaletler vesaire, benim burada salon toplantısı yapmama müsaade etmediler ve buna tahammül edemediler. Acaba bunu hangi özgürlük anlayışıyla bağdaştıracağız? Eğer özgürlükler dünyasında yaşıyorsak, Türkiye Cumhuriyeti'nin, halkının yüzde 52'sinin oyunu alarak cumhurbaşkanı olan bir cumhurbaşkanına Almanya'da, bir salon toplantısında konuşma müsaadesi vermeyenler, kusura bakmasınlar özgürlüklerden bahsedemezler. Şu anda yaşanan, benim söylediğim 'Siyasi intihardır.' dediğim olay budur. Bu bir siyasi intihardır ve bu, bumerang gibi döner, bir zaman da kendilerini vurur."

TÜRKİYE’DE BÖYLE BİR YASAK YOK

Kendisinin bir mitingde, telekonferansla Almanya'daki vatandaşlara hitabına dahi tahammül edilmediğini anımsatan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, şu görüşlerini paylaştı: "Ama PKK terör örgütünün dağdaki eşkiyalarına, oradan bağlantı kurmak suretiyle müsaade etmişlerdir. Bunları da çok iyi bilmek lazım. Bütün bunları özgürlük planı içinde değerlendirirken, PKK terör örgütünün örgüt liderine sözde, onun kendilerine ait paçavralarına yürüyüş müsaadesi verenler, polis kordonunda onları koruma altında yürütenler ne yazık ki en önemli bu noktadaki toplantı, gösteri ve yürüyüş hakkını kullanmak isteyen meşru derneklere müsaade etmiyorlar. Bunu da özellikle ifade etmek isterim. Türkiye'de böyle bir yasak yok. Bakın şu anda Türkiye'de işte neredeyse 20 günü aştı, ana muhalefet partisinin düzenlemiş olduğu sözde bir adalet yürüyüşü var. Devam ediyor. Halbuki sözde adalet yürüyüşünü yapanlar, partilerinin içinde genel başkanlığa aday olanlara, adaylık hakkı vermiyorlar. Bu tür gariplikleri yaşıyoruz fakat bunların hepsini aşacağız."

DEMİRTAŞ SORUSUNA SERT CEVAP

Erdoğan aynı gazetecinin "Selahattin Demirtaş ve Kürt milletvekilleri ne zaman cezaevinden çıkacak?" sorusuna şu yanıtı verdi: "Teröristleri cezaevlerinden bırakma yetkisi bizim değildir. Türkiye bir hukuk devletidir. Söylediğiniz kişi bir teröristtir. Öyle bir terörist ki bütün benim Kürt kardeşlerimi sokağa döküp, ondan sonra sokağa döktüğü 53 Kürt kardeşimi yine Kürtlere öldürten bir teröristtir. Bu sadece suçlarından bir tanesidir. Buna benzer daha nice suçları vardır. 'Bizim arkamızda PKK var, PYD var, YPG var.' gibi meydan okuyan bir kişidir. Şu anda zaten yargıdadır. Yargı onlarla ilgili ne karar verirse o karar bizim başımız gözümüz üstündedir."

DENİZ YÜCEL SORUSUNA NASIL CEVAP VERDİ?

Bir gazetecinin "Türkiye'nin, uzun süreli gözaltılardan doğacak mağduriyetlerden ve basın özgürlüğü konusunda bu tip insanların, aktivistlerin içeri alınmasından dolayı sürekli eleştirildiği"ni ifade etmesi üzerine Erdoğan, "Kim o aktivist? O aktivist kim? ByLock'çuları mı söylüyorsun, Eagle'cıları mı söylüyorsun yoksa terör örgütüne silah taşıyanları mı söylüyorsun? Silah taşımanın yanında terör örgütlerine her türlü desteği verenleri mi söylüyorsun. Kim bu aktivistler?" ifadelerini kullandı. Aynı gazetecinin "Ben hakkında somut delil olan insanlarla ilgili hiçbir şey söylemiyorum ama Türkiye'de otomatik olarak herkesin gözaltına alındığı bir ortam var." demesi üzerine Erdoğan, "Ama şimdi söylemiyorsan, bilmeden de bunu söylemeyin, bilin de söyleyin. Bakın haberi doğru kaynaktan alın ve onun üzerine gerekli olan çalışmayı yapın. Haberi doğru kaynaktan almaz da Wall Street Journal ağzıyla konuşursanız sizi yanlışa düşürürler." tepkisini gösterdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını yanıtladıktan sonra basın toplantısı salonundan çıkarken bir Alman gazeteci, "Deniz Yücel ne zaman mahkemeye çıkacak?" sorusuna, "Deniz Yücel tam bir teröristtir, Kandil'de fotoğrafları var." yanıtını verdi.

Haber: (Almanya Bülteni) – Hamburg
Kaynak: (AA) Anadolu Ajansı

Politika