Wulff’u silip süpürdüler

Hani kelimenin tam anlamıyla Wulff`u silip süpürüp, attılar bir kenara. Zira bu ülkede Türk ve Müslüman dostu olmak da bir suçtur. Senin neyine, kalkıp İslam Almanya’nın bir parçasıdır diyorsun be Christian Wullf? Tabii meselenin hakiki boyutuna ve derinliğine inildiğinde, Wulff’a bu tuzağı hazırlayanın Başbakan Angele Merkel olduğu bariz bir şekilde ortaya çıkar. 2009 senesinde yapılan bir ankkette, Almanya’nın en sevilen ve en popüler politikacısı Chritian Wulff seçilmişti. Çiçeği burnunda kültürlü, dinamik, filinta gibi bir başbakan Hannover’de. Almanya’da hemen herkes Wulff’a kısa bir süre içerisinde Almanya’nın şanşölyesi olacağı gözüyle bakmaya başlamıştı. Hatta kendisine bu konuda yapılan bir teklife, hayır, benim Aşağı Saksonya’da yapacağım daha çok işlerim var dedi. Bunun paralelinde yaşım da daha genç biraz tecrübeye ve kendimi de geliştirmeye ihtiyacım var demişti. Ayrıca bu teklifin de kendisi için daha çok erken olduğuna inanmıştı.

 

Ne vara ki, gerek ona olan bu ilgi ve gerekse, onun bu tavrı daha o tarihlerde Almanya Başbakanı olan Angele Merkel’i bayağı rahatsız ve de huzursuz etmişti. Neden? Çünkü Christian Wulff’u kendisi için en büyük rakip görüyor, koltuğunun kaymasından korkuyor ve endişe duyuyordu. Bu durum Almanya eski cumhurbaşkanı Horst Köhler’in istifasına kadar sürüp gelmişti. Bunu fırsat bilen Angele Merkel, her gün kabus görmektense, denemekte fayda var deyip, boşalan bu yere Wulff’u hemen teklif etti. Önüne çıkan bütün engelleri bertaraf ederek buna Joachim Gauck da dahil, Christian Wulff’u  Almanya Cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturttu. Tarih 30 Haziran 2010. Evet Christian Wulff daha bir senelik bile cumhurbaşkanlığı yapmadığı Almanya’da öylesine sürat yapmaya başladı ki, hiç fren kullanmadan devamlı  gaza bastı. Gaza basmak da ona pahalıya mal oldu. Zaten sırtında tüm Alman halkına karşı bir kamburu vardı. Giderek de kambur kambur üstüne gelmesine sebep oldu. Neydi bu kamburlar?

 

Birinci kambur, Aşağı Saksonya Eyaleti’nde Türk asıllı Aygül Özkan’ı Sosyal İşler Kadın Aile Sağlık ve Uyum Bakanı olarak atamış olmasıydı. Bu durum Hıristiyan Demokrat Partisi (CDU)’da bir ilkti. Ne yapmıştı Wulff? Partisini sırtından hançerlemiş, parti tarihinde tehlikeli bir ilke imza atmıştı. Bu durum gerek parti içinde ve gerekse Alman toplumunda Wulff’un hanesine ilk eksi not olarak geçmişti. Evet bu da yetmez gibi, 3 Ekim 2010 tarihinde Christian Wulff yaptığı bir konuşmada Hıristiyanlık ve Museviliğin Almanya’ya ait bir değer olduğunu, ve aynı zamanda İslam’ın da keza Almanya’nın bir parçası olduğunu söylemesi Wulff’un o andan itibaren Berlin’den Hannover’e dönüş biletini kesmiş oluyordu. Wulff, gerçi çok demokrat medeni, ileri  görüşlü bir politikacıydı. Ama onun bu yaptıkları ne partisinin ne de Almanya’nın ölçülerine uymuyordu. Kısacası Almanya düzenini bozmuş, bardağı da taşırmıştı. Yoksa ne kredisi ne şuyu ne de buyu, işin iç yüzü buydu. (Horst Seehofer’in de dediği gibi, herkes karını düşünür neden zarar etsin? Ayrıca % 1 faizle aldığı bu para da başbakanlığından önce vuku bulmuştu). Bu duruma hemen müdahale edecek, ve Wulff’a karşı bir kampanya başlatacak birisinin de devreye girmesi lazımdı. O da bulundu ve Bild Gazetesi derhal devreye girerek kampanyayı başlattı. Taa ki, Wulff’un istifasını bildirdiği 17 Şubat 2012 tarihine kadar sürüp gelmişti.

Böylece Wullf`’un defteri kapatılmış, silip süpürüp bir kenara konulmuştu. Artık gerek Almanya için ve gerekse Başbakan Angele Merkel için Wulff diye bir tehlike kalmamıştı.

 

Hasan Tekin